Luz Casal ” Türk dinleyicisi ile tekrar buluşmak benim için onur verici”
Pedro Almodovar’ın “Yüksek Topuklar” filminin unutulmaz sesi Luz Casal, otuz yılı aşkın kariyerinin en güzel şarkılarını 22 Ekim’de T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından düzenlenen Başkent Kültür Yolu Festivali kapsamında CSO Ada Ankara Ana Salon’da seslendirecek. Şarkılarıyla Türkiye’de çok sevilen, platin plak satışlarını geride bırakan, Best Of albüm çalışması “Un Ramo De Rosas” ile de en çok satanlar arasına giren Luz Casal ile MAG Okurlarını buluşturduğumuz özel röportaj sizlerle…
Kariyerinizin başından bu yana farklı tarzlarda şarkı seslendirmiş bir sanatçı olarak kendi müziğinizi nasıl tanımlıyorsunuz?
Ben, benim dönemimin, müzik zevki çok geniş olan ve tarzları karıştıran bir şarkıcısıyım diyebilirim. Kariyerimin başından bu yana birbirinden farklı birçok tarzda söyledim. Her tarza hassas, gizemli, aşk ve özgürlük dolu bir müzikal yaklaşımım olduğunu söyleyebilirim. Kariyerimin başından bu yana rock ve Anglosakson, Latin, caz gibi birçok türde söyledim. Dinleyicilerimin duygularına hitap edecek ve bana yakışacak şarkıları seslendiriyorum.
Siz de aşkı, şarkılarınızda anlattığınız gibi mi yaşıyorsunuz?
Amacım, dinleyenlerin duygularını okşayabilecek şarkılara sesimle hayat verebilmek. Aşk benim için özgür ve tutkulu olmak demek. Her ne kadar o tarz şarkılarla tanınsam da sadece romantizm kokan aşk şarkıları söylemiyorum. Özgürlük ve insanla ilgili birçok şarkım var.
Latin Grammy Ödülleri’nde Yaşam Boyu Başarı Ödülü ile onurlandırıldınız. Bu durum sizin için ne ifade ediyor?
Tüm bu yıllar içerisinde müziğin bana verdiği sayısız yoğun tatmin ve birçok deneyim var. Ben insanlarla hep müzikle iletişim kurdum. Karşılığında alkışlarla, ödüllerle ve dinleyicilerin sevgisiyle onurlandırılmak gurur verici.
Birçok şarkınızla dinleyicilerin hayatına dokundunuz. Sizin hayatınıza dokunan şarkılar hangileri?
“Piensa en Mi” benim için çok önemli; Almadovar sineması sayesinde çok geniş bir kitleye ulaşma imkânı buldum. “Negra Sombra” da benim için özel bir şarkı. Bunlar dışında “Gracias A la Vida”, “Historia De Un Amor”, “Amado Mio” gibi klasik şarkıları insanların benim sesimden sevmeleri benim için çok değerli. Geriye dönüp baktığımda her bir şarkımın kariyerimde bir iz bıraktığını görüyorum.
Türk müziğinde sevdiğiniz ve dinlediğiniz isimler var mı?
Türkiye hakkında çok şey biliyorum. Zeki Müren’in şarkı söyleyişine ve duygusuna hayranım. Birçok Türkçe şarkı dinleme imkânım da oldu. Sezen Aksu benim için çok önemli bir isim, evimde CD’leri var ve onun müziğini dinlemekten çok keyif alıyorum.
Türkiye dendiğinde aklınıza ne geliyor? Dinleyicilerinize bir mesajınız var mı?
Uzun bir aradan sonra 22 Ekim’de tekrar Türkiye’ye geliyorum. Daha önce birçok defa Türkiye’ye geldim ama Ankara’ya ilk gelişim olacak. Türk dinleyicisi ile tekrar buluşmak benim için onur verici. Türkiye denince aklıma caddelerindeki sıcak insanlar, ezanın ahenkli sesi ve kültürünüz geliyor…