Haluk Gemici: “Kendine yeten, çevre dostu akıllı binalar enerji verimliliği ve yaşamın devamı için büyük önem taşıyor”
Avrasya ARGE, İnovasyon ve Teknoloji Zirve ve Sergisi kapsamında gerçekleştirilen ‘Binalarda Sürdürülebilirlik Yönetiminin Çevre ve Karbon Ayak İzine Etkisi başlıklı oturum PETRONET Yönetim Kurulu başkanı Haluk GEMİCİ moderatörlüğünde gerçekleştirildi.
Oturum başkanlığını PETRONET Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Gemici’nin yaptığı panelde ENSİA Genel Sekreteri Hazal Coşkun, TEKSIS İleri Teknolojiler Genel Müdürü Hüseyin Devrim, PETRONET GES Projeler Müdürü Ali Yaşe ve aHa Teknoloji Yönetim Kurulu Üyesi Elvan Aygün panelist olarak yer aldı. Enerji verimliliğinin, binalarda kullanılan akıllı ve yeşil sistemlerin çevre ve karbon ayak izine etkilerinin tartışıldığı oturumda, panelistler PETRONET Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Gemici’nin sorularını yanıtladı.
Meskenlerde enerji verimliliğini öncelikli alan olarak belirlemeliyiz
Enerji Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ENSİA)’nın 2016’da kurulduğunu, bugün temiz enerjide kümelenmeye dair yaptığı çalışmalarla 131 kurumsal üyeye ulaşırken, akademik ve bireysel üyelerle birlikte bu sayının 170’i geçtiğini söyleyen ENSİAD Genel Sekreteri Hazal Coşkun, rüzgar enerjisi sektörünün İzmir’de oluşmaya başlaması nedeniyle derneğin İzmir’de kurulduğunu, ayrıca şehirde iki limanın bulunmasının lojistik faaliyetleri kolaylaştırdığını ifade etti. Coşkun sözlerine şöyle devam etti: “Karbon salımı ile ilgili Kyoto Protokolü ve sonrasında Paris Anlaşması ile başlayan bir süreç var. Burada enerji verimliliğinden de bahsetmek gerekiyor. AB’nin 2019’da gündeme getirdiği yeşil mutabakatı var. Burada da hem yenilenebilir enerji kurulum tarafında hem de enerji verimliliği tarafında birçok hedef var. Türkiye olarak 2053 yılı hedefleri doğrultusunda mesken tarafında çok ciddi hedeflerimiz var. Bu sebeple enerji verimliliği çok önemsediğimiz bir alan. Ufuk 2020 programı ile hem sanayi hem de AR GE çalışmalarına çok güzel destekler veriliyor. Biz de hem sanayii hem de mesken tarafında enerji verimliliğini öncelikli alan olarak belirlemeliyiz. Bu konuda koyduğumuz hedefler çok önemli ve bu hedeflere ulaşırsak enerji ithalatımızda 10 milyar dolarlık bir azalma olacak.”
Evsel hidrojen projesinde PETRONET ile iş birliğimiz var
TEKSIS İleri Teknolojiler Genel Müdürü Hüseyin Devrim ise “İnsanoğlu, Sanayi Devrimi öncesi karbon salım oranlarına geri dönme hedefleri doğrultusunda Paris İklim Anlaşması’na imza attı. Bu sebepten ötürü de birçok mutabakat yayınlanıyor. Dolayısıyla da biz fosil yakıtları hayatımızdan çıkarıp yerine yenilenebilir enerjiyi koyacağız. Bu durumda şu anda mevcut yenilenebilir sektöre baktığımızda ise hayatımıza yeni bir kavram olan elektrifikasyon giriyor. Evlerde, arabalarda ve ağır sanayide elektrifikasyon geliyor ve bu doğrultuda elektrikle ilgili de bazı sıkıntılarımız var. Eğer biz elektriği yenilenebilir enerjiden sağlıyorsak burada kesintili bir enerji olduğunu, altyapı yatırımlarına ihtiyaç duyan bir şebekeye ve bu şebekenin de çok ciddi bir yönetime ihtiyaç duyduğunu bilmeliyiz. Burada kapasiteye giren yenilenebilir enerji arttıkça çok ciddi bir yönetim gerekecek. Bununla birlikte ağır sanayide elektrik ihtiyacını karşılamak çok zor. Burada ise bizim elektriğin yerine koyabileceğimiz bir yenilenebilir enerji taşıyıcısına ihtiyacımız var. Bunun yerine de hidrojeni koyabileceğimizi fark ettik. Böylece karbon salımı olmadan hem de şebekeden bağımsız bir kaynak elde ettik. Günün sonunda hem yeşil hidrojen hem de sürdürülebilir enerji hayatımızda var olmaya devam edecek.
Evsel hidrojen projesinde PETRONET ile iş birliğimiz var. Deneysel çalışmamızda PETRONET bize çatı GES’te öncülük etti. Projede gün içinde elektrik ihtiyacını GES’ten karşılıyoruz ama yetmediği zaman hidrojeni devreye alıyoruz. Bu evsel ya da iş yeri anlamında hidrojene dayalı depolamada ilk uygulama çünkü dünya bu noktaya gidiyor. Yeşil enerji, yeşil akıl da gerektiriyor.”
S’OLEA Malikaneleri projemiz ile Düşük Karbon Kahramanı ödülü aldı
PETRONET GES Projeler Müdürü Ali Yaşe de PETRONET’in GES ve akıllı yeşil ev projeleriyle ilgili bilgiler verdi. Yaşe şunları söyledi: “Mesken GES projelerine bakıldığında 25 kW altı projeler öne çıkıyor. Ancak bu tarz projelerde bazı zorluklarla da karşılaşılıyor. Burada yasal ve idari süreçler büyük endüstriyel projelerle çok benzer ilerliyor. Çağrı mektubunu alabilmek için 2 ay gibi bir süre bekliyoruz. Hemen akabinde mevcut imar durumları ile ilgili belediyelerden aldığımız belgeler var. Bu süreçler konudan uzak birisi için çok fazla gelebiliyor. Bu sorunları aştıktan sonra karşımıza gelen önemli sorunlardan biri de finansman. Bu süreçlerin tamamını aşarsak şebeke ile mahsuplaşma diye tabir ettiğimiz tükettiğini tüketip, tüketmediğini şebekeye verip ay sonunda mahsuplaşmaya geçebiliyoruz. S’OLEA Malikaneleri projelerimizi yeşil akıllı evler olarak planladık. Burada GES sistemleri ile akıllı evleri entegre ettiğimizde 3.5 ton daha az karbon salımı yapmış oluyoruz. S’OLEA Malikaneleri projemiz ile diğer projelere örnek olduğumuz için SÜT-D tarafından Düşük Karbon Kahramanı ödülüne layık görüldük. Yatay yapılaşmada bunları yaparken, enerji tüketimleri yüksek dikey yapılaşmada ise GES kurabilecek olan bulamıyoruz. Cephe ve Balkon GES son dönemlerde konuşulsa da çeşitli yasal düzenlemelere ihtiyacımız var.”
Depremde kendine yeten binaların çok önemli olduğunu gördük
aHa Teknoloji Yönetim Kurulu Üyesi Elvan Aygün ise konuşmasında şu noktalara değindi: “Hepimizin enerjiye ihtiyacı var ama kervan yolda dizilir mantığı bizim için çok tutan bir durum değil. Enerji sektörü bizim için hala çok maliyetli. Bir de yenilenebilir enerji kaynaklarını hayatımıza entegre ederken bir baz yük sorunumuz var. En büyük gider kalemlerimizden biri doğal gaz ama dünya artık bu noktada değil. Biz yeşil enerji kaynakları konusunda zengin bir ülkeyiz. Baz yük olarak kullanabileceğimiz santrallere her zaman ihtiyacımız var. Bu sebeple dünya bizi doyurma ve barındırmaya yeterli değil. Sonuç olarak yenilenebilir enerji, hidrojen ve depolama gibi birçok proje öne çıkıyor. Dünyanın en büyük enerji şirketleri lityum iyon dediğimiz bataryalar üzerinde duruyorlar.
Daha sonrasında ise depolama teknolojileri adım adım değişecek. Artık doğal gaza, kömüre ihtiyacımız yok. Depolama sistemlerini peyder pey bir şekilde kullanacağız. Burada dönüşüm kayıpları elbette olacaktır ama bu kayıplar bizim hayatımızda fosil yakıtlar kadar zararlı değil. Buna ek olarak 6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen bir deprem yaşadık ve bu deprem de kesintisiz enerjisi olan, kendine yeten binaların çok önemli olduğunu gördük. Enerji konusunda bağımsızlık çok önemli bir konu. Türkiye bence yenilenebilir enerji potansiyeli konusunda çok şanslı ve verim olarak Almanya’dan öndeyken daha fazlasını başarabiliriz.”