Kalebodur’la Mimarlar Konuşuyor’da eğitim yapılarında mekan işleyişi ele alındı
Kalebodur’la Mimarlar Konuşuyor’da Prof. Dr. Abdi Güzer’in Mart ayı konukları PAB Mimarlık’ın kurucuları Pınar Gökbayrak, Ali Eray ve Burçin Yıldırım oldu.
Kalebodur’un, mimarlık ortamının gelişimine katkıda bulunmak amacıyla hayata geçirdiği, mimarlığı anlama ve dünyada ses getiren mimarları yakından tanıma imkânı sağlayan ‘Kalebodur’la Mimarlar Konuşuyor’ PAB Mimarlık’ın kurucuları Pınar Gökbayrak, Ali Eray ve Burçin Yıldırım’ı ağırladı. Abdi Güzer’in moderatörlüğünde deneyimli isimler, kendilerini UIA 2030 AWARD’da finalist koltuğuna taşıyan “Gökçeada Lise Kampüsü” projesi üzerinden eğitim yapılarında mekan işleyişi üzerine keyifli bir söyleşi gerçekleştirdi.
Nitelikli mimarlığın nitelikli eğitim için en önemli koşullardan biri olduğunu savunan, esnek mekan ve sosyalleşme odaklı eğitim anlayışıyla öğrenim mekanlarına yeni bir bakış getiren PAB Mimarlık ile yapılan söyleşinin tamamını mimarlarkonusuyor. com portalı üzerinden izleyebilirsiniz.
Ada ve ada halkı ile entegre bir yaşam oluşumu
Farklı ölçekte ve fonksiyonda, birçok yapı ve kentsel tasarım projesine imza atan PAB Mimarlık, Gökçeada Lise Kampüsü Projesi’nin, yerel doku ve malzeme bakımından Gökçeada’nın karakteriyle bütünleşen yapısı, yerel kalkınma ve sürdürülebilirliğe katkısı, eğitim ve sosyal yaşantı bütünleşmesini amaçlayan kurgusu ile uluslararası ölçekte alternatif bir model olarak benimsenmesini amaçlıyor.
PAB Mimarlık’ın, ulusal mimari proje yarışmasını kazanarak tasarladığı Gökçeada Lise Kampüsü projesi, eğitim ve donatı alanlarının ada hayatı ile entegre bir yaşam oluşturması amacıyla ‘açık kampüs’ kurgusuyla hayata geçti. Ada genelinde ve merkezde yaşayan adalıların faydalanabileceği meydan, park gibi alanlar ile sosyal donatılar konusunda büyük bir eksiklik bulunması nedeniyle kampüs alanı, ada halkının kullanımına da imkân tanıyan 24 saat açık bir kurguyla ele alındı.
Gökçeada yerleşimindeki halkın; kampüsün kütüphane, çok amaçlı salon, spor merkezi, kafeterya, konferans salonu, atölyeler gibi sosyal alanlar ile meydan ve açık spor alanları gibi bölümlerini lise öğrencileriyle ortak kullanabildiği Gökçeada Lise Kampüsü’nde, kamu kaynaklarının çok yönlü, verimli bir şekilde kullanımına imkân tanınırken; sosyal etkileşimin de üst düzeye çıkması amaçlanmış. Açık ve yarı açık alan sistematiği, geçirgen zemin kat kurgusu, derslik katlarındaki alternatif ortak alan sistemi gibi mekânsal kurgular, projenin yenilikçi öğrenme biçimlerini desteklemesine yardımcı olacak öneriler arasında yer alıyor.
Burçin Yıldırım: “Pandemi çok şeyi değiştirdi. Öncesinde çok farklı tartışmalar vardı eğitim dünyasında. Sınıf duvarlarının esnediği, ortak alanların çok daha canlı kullanıldığı bir modele doğru gidiliyordu… Yine de olumlu adımlar var, örneğin biz eğitimcilerle şunu görüyoruz, daha önce hiç mimar ile tartışmamışlar; eğitim müfredatı konuşulmuş, programı konuşulmuş ama yapının kendisi konuşulmamış. Hem bakanlık hem de özel okullar ölçeğinde eğitimin mekanının biraz daha tartışılmaya başladığını görüyoruz. Biz de bu tartışma yüzeyini arttırmaya çalışıyoruz.”
Ali Eray: “Adanın (Gökçeada) kendisi tamamen bir açık alan olsa bile, tanımlanmış, halkın buluşup vakit geçirebileceği, yarı-açık veya örtülü alanlarla bezenmiş hiçbir yer yoktu. Bu kampüs (Gökçeada Lise Kampüsü) bu imkanı da sağladı; açık yerleşke fikri, halkı o alana çekmeyi başardı. Bizi en mutlu eden boyutu bu olsa gerek çünkü böyle yerleşkelerin sadece eğitime adanmış olması çok yazık oluyor; mahalle ile entegre olması, günün 24 saati kullanımları teşvik edecek düzenlemeler olması, kaynakların çok daha verimli kullanılmasını sağlamış oluyor.”
Pınar Gökbayrak: “Dünyanın düzeni dönüşüyor; roller hiyerarşisi ortadan kalkmaya başlıyor, tek bir bilgi kaynağından söz edemiyoruz, dolayısıyla, öğreten ve öğrenen, yetişkin ve çocuk gibi roller de kayboluyor. Bu durum, mekânsal hiyerarşilerin de yeniden düşünülmesi gerektiğine işaret ediyor. Eğitim mekanlarını içinde bulunduğumu yeni dünya düzeninden ayrı düşünmek söz konusu olamaz çünkü öğrencileri bu yeni dünyaya yetiştiriyoruz. Şu an, bu dönüşüm tam bir deney alanı olduğundan bence çok heyecan verici.”