Systemair üretimde döngüsel ekonomiyi benimsiyor
Enerji verimli ve güvenilir iklimlendirme çözümlerini ekolojik hassasiyetle üretmeyi ve pazara sunmayı temel sorumluluğu olarak kabul eden teknoloji öncüsü Systemair; etkin kaynak yönetimiyle karbon ayak izini düşürmeyi ve sürdürülebilir yaşama katkıda bulunmayı hedefliyor. Şirket olarak tasarım ve üretim süreçlerinden günlük yaşama kadar her alanda geri dönüşüm ve döngüsel ekonomiyi desteklediklerini söyleyen Systemair Türkiye Genel Müdürü Ayça Eroğlu, çevre duyarlılığı konusunda çalışmalarına artan bir ivmeyle devam edeceklerini vurguladı.
Dünya genelinde üretim ve tüketim artarken bu artışa cevap verebilmek adına sanayinin de hızla gelişmesi, kentleşme ve çevre sorunlarını da beraberinde getiriyor. Doğa için sürdürülebilirlik anlayışını benimseyen iklimlendirme şirketi Systemair, Türkiye’deki “Enerji ve Çevre Dostu Tasarımda Liderlik” anlamına gelen LEED Gold sertifikasyonuna sahip yeni nesil fabrikasında faaliyetlerinin ve ürünlerinin çevreye olan yükünü azaltmak için çalışıyor. Şirket olarak döngüsel ekonomiyi ve geri dönüşümü desteklediklerini söyleyen Systemair Türkiye Genel Müdürü Ayça Eroğlu, etkin bir kaynak yönetimiyle karbon ayak izinin düşürülebileceğine dikkat çekerek şu açıklamalarda bulundu:
“Sürdürülebilirliği bir hedef olarak değil tüm süreçleri domine eden itici bir güç olarak görüyor, ürün ve çözümlerimizi geliştirirken Birleşmiş Milletler tarafından belirlenen 17 Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarından dört tanesini benimsiyoruz. Bu dört amaç; insana yakışır iş ve ekonomik büyüme, sürdürülebilir şehirler ve topluluklar, sorumlu üretim ve tüketim ile toplumsal cinsiyet eşitliği. Systemair olarak aynı zamanda 2025 yılına kadar tüm ofis/üretim operasyonlarından ve lojistik süreçlerinden kaynaklanan sera gazı emisyonlarını azaltmayı, tesislerimizin ve operasyonlarımızın enerji verimliliğini artırmayı, iç mekân hava kalitesini enerji verimli çözümlerle iyileştirmeyi, sürdürülebilir malzemeler kullanarak ve yaşam döngüsü perspektifinde tasarımlar yaparak ürünlerin çevresel etkilerini azaltmayı hedefliyoruz.’’
Türkiye’de 10 bin adet plastik ambalajın denizlere karışmasına engel oluyor
Ürünler için enerji performans gerekliliklerini belirleyen AB Eko-Tasarım Direktifi ve Binaların Enerji Performansı Direktifi’ne tabi olduklarını söyleyen Ayça Eroğlu; “Dünyanın yaşadığı ekolojik sorunları minimize edebilmek, artan popülasyon ve sanayi faaliyetlerinin etkilerini azaltabilmek adına şirketlerin operasyonlarına ekolojik bir perspektiften bakması çok önemli. Biz geleceğin iklimlendirme çözümleriyle ilgili temel dinamikleri teknolojiyle çalışmalarımıza entegre ederken, gezegenimizle olan dengemizi her zaman optimum seviyede tutuyoruz. Dolayısıyla hem şirketimiz ve paydaşlarımız hem de dünyamız için belirlediğimiz hedefleri, sürdürülebilir politikalar doğrultusunda şekillendiriyoruz. Systemair Türkiye ekibi olarak ofis ve fabrika alanlarında tükettiğimiz içecek ambalajlarını, RVM Systems makineleriyle toplayarak yüksek kalitede ham maddeye dönüştürülmesi için ileri dönüşüme gönderiyoruz. Yaptığımız geri dönüşüm çalışmaları sayesinde yalnızca Türkiye operasyonumuz ile her ay yaklaşık 10 bin adet plastik ambalajın denize karışmasına engel oluyoruz” şeklinde konuştu.
Dünyanın geleceği döngüsel ekonomiye bağlı
Sınırlı kaynakların ilk kullanımdan sonra tekrar üretim döngüsüne kazandırılmasının fiziksel malzemelerin katma değerini korumada çok önemli olduğuna dikkat çeken Eroğlu; “Bugünden geleceği konuşabilmemiz için öncelikle var olan kaynaklarımızı ekonomi içinde olabildiğince uzun süre tutabilmemiz gerekiyor. Ham madde tüketimini en aza indirilebilmek ve atıkların varlığını azaltmak için döngüsel ekonominin gerekliliklerine uymaksa gerçek anlamda dünyayı kurtarıyor. Uygun şekilde kaynağından ayrıştırılarak toplanmayan atıklar, her gün okyanuslara yaklaşık 8 milyon adet plastik karışmasına sebep oluyor. Bu gerçeği göz önünde bulundurarak Systemair olarak üretim ve tüketim alışkanlıklarını kökten değiştiren döngüsel ekonomiyi destekliyor, operasyonel süreçlerde hem emisyonları azaltmak hem de kaynak sürdürülebilirliğini ön plana almak adına atık oluşum miktarlarını minimuma indiren eko tasarım ilkelerini referans alıyoruz. Bizim için çoğu ham madde kullanım ömrünün sonunda değerini koruyarak tekrar üretim sürecinde dolaşıma giriyor. Üretimde ve ofislerde oluşan atıkları kaynağında ayrıştıran sistemimiz sayesinde Sıfır Atık Belgesi aldık ve buna ek olarak yerinde değerlendirilen atıkların farklı bir amaçla yeniden kullanılması için bazı alternatifler oluşturduk. Yerinde değerlendirilemeyen atıkları ise uzman bir geri dönüşüm firması ile tekrar ekosisteme kazandırıyoruz” şeklinde açıklamalarda bulundu.
Systemair’ın odağında çevre hassasiyeti var
Döngüsel yaklaşımı stratejik kararlarına entegre ettiklerini söyleyen Eroğlu; “Systemair olarak odağımızda her zaman sürdürülebilirliği temel alan geri dönüşüm ilkeleri yer alıyor. Bu kapsamda Avrupa Yeşil Mutabakatı ile karbon nötr hedefine ulaşmak için kaynaklarımızı verimli kullanabileceğimiz stratejileri benimsiyoruz. Türkiye’deki faaliyetlerimizi de bu çerçevede ele alabilmek adına 2020 yılında Türkiye Döngüsel Ekonomi Platformu’na üye olduk. Platformun oluşturduğu endüstriler arası malzeme alışverişine dijital bir alan sağlayan Türkiye Materials Marketplace’de yer alarak sınırlı kaynakların her daim ekonomi içinde tekrar kullanılarak değer kazanmasını hedefliyoruz. Bizim için her ham maddenin atık olmaktan çıkması çok önemli. Bunun için fabrikamızın içinde bulunduğu bölgede yer alan diğer sanayi kuruluşlarıyla iş birliği yaparak hem üretimde hem de ömrünü tamamlamış ürünlerimizde ortaya çıkan atıkların minimum çevresel etkiyle değerlendirilmesi konusunda çalışmalar yürütüyoruz” dedi.
Sınırda karbon vergisi uygulamasında referans olmayı planlıyor
Döngüsel yaklaşımları tasarımlarına da entegre ettiklerini ve bu kapsamda veri merkezi soğutma ünitelerini pilot ürün olarak seçtiklerini ifade eden Eroğlu; “Veri merkezi soğutma ünitemiz özelinde ISO 14040/44 standartlarına uygun yaşam döngüsü değerlendirmesi çalışmamızı hayata geçirdik. Projemizde İTÜNOVA Teknoloji Transfer Ofisi ile ortak ilerliyor, karbon ve su ayak izi üzerinde çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Dilovası fabrikamızda yer alan veri merkezi soğutma ünitesi test alanında, gerçek ortam koşullarında test edilen cihazların işletme süresi boyunca neden olacağı karbon ayak izlerinin de hesaplanarak müşterilerimize raporlanmasını sağlayacağız. Bu hedefimiz hayata geçtiğinde ise AB Yeşil Mutabakat kapsamında gündeme gelen sınırda karbon vergisi uygulamasında soğutma sektörü için referans niteliğinde olacağını öngörüyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.