DOLAR 34,4347
EURO 36,2908
ALTIN 2837,26
BIST 9389,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

    Melisa Emirbayer: Hayat mottom: Üşenme, erteleme, vazgeçme

    Melisa Emirbayer: Hayat mottom: Üşenme, erteleme, vazgeçme
    05.10.2021
    A+
    A-

    Başarılı sunuculuğuyla herkesi kendine hayran bırakan Milli Yüzücü Melisa Emirbayer, spora başlangıç hikâyesinden Survivor deneyimine, mesleğinden günlük rutinlerine kadar merak edilen birçok detayı MAG Ekim sayısında anlattı.

    Spor ile küçük yaşta tanıştığını ifade eden  Melisa Emirbayer “Hiperaktif bir çocuktum ve her şey ilkokul birinci sınıftayken öğretmenlerimin annemi okula çağırarak bu durumdan şikâyetçi olmaları ile başladı. Bir sporla uğraşmam gerektiğini ve enerjimi ancak sporla atacağımı söylemeleri ve annemin de nihai kararı ile yüzmeye başladım. En yorucu spor yüzmeymiş. On beş sene boyunca haftanın altı günü, günde sekiz saat havuz ve spor salonundaydım” dedi. Başarısının sırrını güçlü ve istikrarlı olmaya bağladığını söyleyen Emirbayer “Hiç unutmam bir gün kırk derece ateşim vardı ve havale geçirmek üzereydim. Buna rağmen herkese beni antrenmana götürün, suda benim ateşim düşer demiştim. Başarımın sırrını bu anımla çok özdeşleştiriyorum. Kısacası başarı bahane istemiyor. İnsan sadece ne yapmak istediğini çok iyi bilmeli. Kaç tane Türkiye şampiyonluğum var bilmiyorum ama tek bildiğim bunların hiçbirinin kolay kazanılmadığı. Yapılması gereken tek şey, istikrarlı olmak, hedef belirlemek, konsantrasyon ve motivasyon…” dedi.

    “Yıllarca sporun içinde olduğumdan günümüzde de bunun pozitif etkilerini vücudumda taşıyorum” açıklamasında bulunan Melisa Emirbayer, kendine ve vücuduna oldukça özen gösterdiğini söyledi. Sporun hayatının vazgeçilmez bir parçası olduğunun altını çizen Emirbayer “Yıllarca sporun içinde olduğumdan günümüzde de bunun pozitif etkilerini vücudumda taşıyorum. Sporsuz kendimi mutsuz ve sağlıksız hissediyorum. Kendimle oldukça barışık ve kendimi seven bir insanım.Hayattaki en önemli varlık kendinizsiniz. Bu düşünceyi kendime çok iyi aşıladığımı düşünüyorum ’’ifadelerini kullandı.

    Oyunculukla ilgili şuan bir projesi olmadığını dile getiren Melisa Emirbayer “Bana göre oyunculuk ciddi bir eğitim gerektiren, çok önemli bir sanat dalıdır. Ben bu alanda kendimi hiç geliştirmedim. İleride bu konuyla ilgili kendimi geliştirme fırsatı yakalarsam ve hocalarım tarafından onay görürsem belki deneyebilirim’’ açıklamasında bulundu. Hayat mottonuz nedir? Sorusuna ise şu şekilde cevap verdi: “Sami’nin çok uzun zamandır kullandığı ve kendine özgü olan bir hayat mottosu var. Bu mottoyu çevresindeki herkese aşılamaya çalıştığı için ben de çok içselleştirdim. Hayat mottomuz: “Üşenme, erteleme, vazgeçme…”

    Güzelliğiniz ve yeteneğiniz ile dikkat çeken bir isimsiniz. Sizi biraz daha yakından isteriz, bize kendinizden bahsedebilir misiniz?

    1995 yılında İzmir’de doğdum. Spor hayatıma beş yaşında jimnastikle başladım. Sekiz yaşımda yüzme sporuyla tanıştım ve yirmi üç yaşıma kadar profesyonel bir şekilde yüzdüm. Galatasaray ve Fenerbahçe gibi önde gelen kulüplerde forma giydim. Birçok şampiyonluk ve ödül kazandım. Yıllarca sporun içinde olduğumdan günümüzde de bunun pozitif etkilerini vücudumda taşıyorum. Sporsuz kendimi mutsuz ve sağlıksız hissediyorum. Kendimle oldukça barışık ve kendimi seven bir insanım. En meşgul olduğum gün dahi beş dakika da olsa kendime dinlenme fırsatı yaratırım. Hayattaki en önemli varlık kendinizsiniz. Bu düşünceyi kendime çok iyi aşıladığımı düşünüyorum.

     

    2009 senesinde başlayan milli takım serüveninde birçok başarı elde ettiniz. Spor ile yolunuz nasıl kesişti? Kazandığınız şampiyonluklarınızdan söz edebilir misiniz?

    Hiperaktif bir çocuktum ve her şey ilkokul birinci sınıftayken öğretmenlerimin annemi okula çağırarak bu durumdan şikâyetçi olmaları ile başladı. Bir sporla uğraşmam gerektiğini ve enerjimi ancak sporla atacağımı söylemeleri ve annemin de nihai kararı ile yüzmeye başladım. En yorucu spor yüzmeymiş. On beş sene boyunca haftanın altı günü, günde sekiz saat havuz ve spor salonundaydım. Yüzme çok özveri isteyen bir spor dalı. Zihinsel olarak hep güçlü olmak zorundasınız. Hiç unutmam bir gün kırk derece ateşim vardı ve havale geçirmek üzereydim. Buna rağmen herkese beni antrenmana götürün, suda benim ateşim düşer demiştim. Başarımın sırrını bu anımla çok özdeşleştiriyorum. Kısacası başarı bahane istemiyor. İnsan sadece ne yapmak istediğini çok iyi bilmeli.  Ben de hedefime kitlendim ve çok istediğim milli takım bonemi kafama taktım. Kurbağa dalında yarışıyordum, uzun mesafe yüzücüsüydüm ve dayanıklılığım iyiydi. İlk şampiyonluğumu iki yüz kurbağadan kazandım. Kaç tane Türkiye şampiyonluğum var bilmiyorum ama tek bildiğim bunların hiç birinin kolay kazanılmadığı. Yapılması gereken tek şey, istikrarlı olmak, hedef belirlemek, konsantrasyon ve motivasyon…

     

    Survivor Türkiye-Yunanistan formatında yarıştınız ve başarılı bir performans sergilediniz. Ardından size Survivor Panorama programında yorumcu olarak izledik. Sizin için Survivor serüveni nasıl bir deneyimdi?

    Survivor platformu, öyle  bir yer ki hem gittiğine, hem de elendiğine bin pişman oluyorsun. Benim için o platformda yarışan herkes çok başarılıdır çünkü platforma çıkmak için çok sayıda elemeden geçmeniz gerekiyor. En büyük hayallerinizden biri bu platformda yer almaksa, her elemenin heyecanı ve stresi çok farklı oluyor. Türkiye’de birçok kişi Survivor’a çıkıp bir kere olsun yarışıp, o atmosferi tatmak istiyor. Ben bunu başardım ve size o son telefonu beklerken ki yaşadığım heyecanımı asla tarif edemem. İki buçuk ay kalıp, adadan elendikten sonra insanların bana karşı olan ilgisi çok uzun süre devam etti. Benim için zor ama bir o kadar keyifli bir serüvendi. Daha sonraki dönemde televizyondaki iş hayatıma ise Acun Bey’in Survivor Panorama’da yer alacağımı söylemesi ile başlamış oldum diyebilirim.

     

    Survivor, hayatınızda ne gibi değişimler yarattı?

    Böylesine zorlu bir platformdan çıktıktan sonra hayatta nelere şükretmem gerektiğini öğrendim. En basit örnek olarak normal yaşantımızda birçok seçeneğin arasında kararsız kalırken, adaya geldiğimizde tek seçeneğimiz olan su ile iki buçuk ay geçirmek zorunda kaldım. Bu sayede tükettiğimiz her lokmanın değerini daha çok anladım. Survivor’dan sonra halinize şükretmeyi öğreniyorsunuz. Bu platformda öyle bir ortama giriyorsunuz ki dış dünya ile bağlantınız tamamen kesilmiş oluyor. Gün geçtikçe başkalarından ve onların ne düşündüklerinden uzaklaşmış oluyorsunuz. Bu durum sizi kendinize ve iç dünyanıza döndürüyor. Ben, yarışmadan elendiğimde Survivor’a katılmadan önceki “Ben” ve sonraki “Ben”’i karşılaştırma fırsatı bulmuştum. Yenilenmiş hissetmiştim. Yarışmanın bendeki en büyük etkileri bunlar olmuştu.

     

    Sporcu kimliğinizin yanı sıra sunuculuk da yapmaya başladınız. Kamera karşısında olmak nasıl bir duygu?

    İlk zamanlarda tecrübesizliğimden kaynaklanan heyecan ve stresle ufak tefek hatalar yapıyordum. Bu sektörde bir süre sonra hayatınız kameralar oluyor. Böylelikle kendinizi geliştirerek, topluma mal olan örnek bir kişi haline geliyorsunuz. Bu da beraberinde ciddi sorumluluklar getiriyor. Beni takip eden genç yaşta birçok takipçim var. Attığım her adıma dikkat etmek ve onlara örnek olmak zorundayım. Ufak hatalar bile bir anda devasa boyutlara ulaşabiliyor.  Bu nedenle temkinli ve planlı olmak çok önemli.

     

    Sağlıklı ve fit bir vücuda sahipsiniz. Bunu korumak için neler yapıyorsunuz?

    Türkiye’nin en popüler ve en iyi spor ve beslenme danışmanı Sami Hamidi’nin eşiyim. Durum böyle olunca fit kalmak hem kolay, hem de biraz mecburi oluyor. Sağlıklı yaşam ikimizinde tamamen hayat tarzımız olmuş durumda. Gece geç yatmıyorum ve güne erken başlıyorum. Her gün mutlaka antrenman yapıyorum. Antrenmanlarım ortalama bir buçuk saat sürüyor. Beslenmemde ağırlıklı olarak balık tercih ediyorum. Günde mutlaka iki bardak detoks suyu içiyorum. Bel bölgemin inceliğini korumak için sindirimi uzun süre meşgul edecek porsiyonlar ve sindirimi zor gıdalardan uzak duruyorum.

     

    Güzelliğiniz için uyguladığınız günlük rutinler neler?

    Her sabah uyandığımda, duştan önce saçım ve cildim için hazırladığım karışımları kullanıyorum. Cildimin ve saçımın bu kadar sağlıklı olmasının sebebi olan ürünlerimi zaten yakında sizlerle de paylaşacağım. O zaman bu sır tüm kadınların ortak sırrı olacak.

     

    Dizi ya da film projelerinde yer almak gibi bir fikriniz var mı?

    Oyunculuğa hiçbir zaman büyük bir ilgim olmadı. Oyunculuk dışarıdan bakıldığında çok kolay gibi görünse de herkesin yapabileceği bir meslek değil. Bana göre oyunculuk ciddi bir eğitim gerektiren, çok önemli bir sanat dalıdır. Ben bu alanda kendimi hiç geliştirmedim. leride bu konuyla ilgili kendimi geliştirme fırsatı yakalarsam ve hocalarım tarafından onay görürsem belki deneyebilirim.

     

    Hayat mottunuz nedir?

    Sami’nin çok uzun zamandır kullandığı ve kendine özgü olan bir hayat mottosu var. Bu mottoyu çevresindeki herkese aşılamaya çalıştığı için ben de çok içselleştirdim. Hayat mottomuz: “Üşenme, erteleme, vazgeçme…”

    YORUMLAR

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.