Madencilik sektörü seramik sektörünün önemli bir paydaşı
İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) düzenlediği Sanayide Maden Panelleri serisinin ikincisinde seramik sektörünü mercek altına aldı. Madencilik sektörünün, seramik sektörünün önemli bir çözüm ortağı olduğu vurgusu yapılan panelde, madenlerin sanayiye ciddi oranda katkı sağladığına dikkat çekildi. Ayrıca etkinlikte maden sektörünün seramik alanına önemli ölçüde ham madde tedariki sağladığının, sektörde yaşanması muhtemel bir aksamanın tüm alanlarda olduğu gibi seramikte de ihracatı ve üretimi olumsuz etkileyebileceğinin altı çizildi.
Madencilik sektörünün gelişimi için çalışmalarını sürdüren İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB), online platformda düzenlediği Sanayide Maden Panelleri serisinin ikincisinde seramik sektörünü detaylıca ele aldı.
“Maden arama faaliyetlerinin hızlanması ham madde tedariki sorununu çözer”
Panelde madencilik sektörünün seramikle olan ilişkisine değinen TİM Maden Sektör Kurulu Başkanı ve İMİB Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Dinçer, “Seramik sektörü ihracata ve iç piyasaya önemli katkılar sağlıyor. Bu alanda yatırımlarını artıran şirketler, ham maddeyi yerli kaynaklardan temin etmek istiyor. Yurt içinden tedarik edememeleri halinde ithal etmek zorunda kalarak rekabet güçlerini kaybediyorlar. Bu anlamda madencilik sektörü, seramik sektörünün çok önemli bir paydaşı konumunda bulunuyor. Sektörümüzde yaşanacak bir aksama tüm alanlarda olduğu gibi seramikte de ihracatı ve üretimi olumsuz etkiler. Bunun yaşanmaması için öz kaynaklarımız olan madenlerimizi üretmeli ve bunu sürdürülebilir kılmalıyız. Bu yüzden özellikle madencilik sektöründe arama faaliyetlerini hızlandırmalı, geleceğin yatırımları için yeni rezervler bulmalı ve hızlı bir şekilde ekonomiye kazandırmalıyız. Böylece sanayi yatırımlarının hayata geçmesini sağlayacak ham madde tedarikini de çözmüş oluruz” dedi.
“Maden faaliyetlerinin reddi algısı sanayimizi çıkmaza sokar”
Son yıllarda arama faaliyetleri ve işletme ruhsat sayılarındaki düşüşe dikkat çeken Dinçer, şöyle devam etti: “Çevreci madencilik uygulamaları geliştirilerek sürdürülebilir üretim yapılmalı. Maden faaliyetlerinin reddi algısı oluşturulursa tüm sanayimiz büyük bir çıkmaza girer. Öte yandan son dönemde maden yatırımcıları mevzuatlardaki arama ve işletme izinlerinin uzun sürmesinden dolayı yatırımlardan kaçınıyor. Bu durumda gelecekteki yatırımların ham maddesini sağlayacak rezervlerin aranmasından da vazgeçmiş oluyoruz. Bu durum sektörün geleceği açısından endişe verici. Dolayısıyla özellikle orman ve arazi kullanım izinlerinde hızlı aksiyon almak gerekiyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı son dönemde bu alanda ciddi adımlar atıyor ancak orman izinleri sürecinde sektörde tıkanıklıklar yaşanıyor.”
“Dünyada ham maddeye talep arttı”
Ham madde fiyatlarının yüksek seyretmesinin, girdi maliyetlerinin artmasıyla oluştuğunu ifade eden Dinçer, “Akaryakıt maliyetleri, izin bedelleri ve arazi tahsis oranlarının yüksek olması girdi maliyetlerini daha da artırıyor. Ayrıca dünyada ham maddeye talep arttı ve üretimde istenilen seviyelere gelinemeyince bu da fiyatları yukarı çeken bir diğer unsur oldu. Önümüzdeki dönemde fiyatların daha stabil olacağını öngörüyoruz” şeklinde konuştu.
Yeşil Mutabakat’ın uygulanması konusunda madencilik sektörünün kritik rolü olduğunu vurgulayan Dinçer, rüzgar ve güneş enerjisinde kullanılacak panel ve türbinlerin yapımının madenlere bağlı olduğunu aktardı. Elektrikli araçların kullanımın artmasına paralel olarak bu araçların bataryaları için de lityumun gerekli olduğunun altını çizen Dinçer, yeşil dönüşümde madenciliğe olan ihtiyacın her geçen gün arttığını sözlerine ekledi.