Ufuk açıcı öngörüler 360 derece masaya yatırıldı
Türkiye gayrimenkul sektörü ve paydaşlarını bir araya getiren, kamu ve özel sektör iş birliğiyle sektörü daha ileriye taşımayı hedefleyen, küresel ekonomi, dijital dönüşüm, gayrimenkulde sosyal etki ve şehirlerden bahsedilen RE360 Gayrimenkul Buluşması, 23 Haziran’da MIPIM Stratejik partnerliği ile gerçekleşti. “Normalleşme Sürecindeki Geçiş Dönemi”nin konuşulduğu ve “Pandemiden Sonra Sektörü Ne Bekliyor?” başlıklarına dikkat çekilen RE360, Türkiye’nin yeni nesil dijital etkinlik, sektörel içerik ve işbirliği platformu Digital Network Alkaş (DNA) çatısı altında başarıyla gerçekleşti.
Açılış konuşmasını Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in yaptığı RE360’ta Paris Sorbonne Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi, Girişim, Bölge ve İnovasyon Kürsüsü Kurucusu ve Bilimsel Direktörü Prof. Carlos Moreno, insan merkezli ve her yere 15 dakikada ulaşılabilen 15 Dakikalık Kentlerin yükselişini aktardı. Alkaş Genel Müdürü Yonca Aközer’in artık akıllı şehirlerin değil, aklını kullanan şehirlerin gündeme geldiğini vurguladığı konferansta, Seul, Singapur, Londra, pandemi döneminde izledikleri yol haritaları aktarıldı.
Arup ,Dijital Uygulamalar Lideri Alvise Simondetti, “Geleceği Hızlandıran Pandemi, Sektörde Nasıl Bir Dijital Dönüşüme Neden Oldu” başlıklı oturumda pandemiyle alışverişin online platformlara kaydığını ve dünyanın dört bir yanındaki devletlerin kararlarını “veriyi takip ederek” aldığını hatırlatarak, böylece mimarlık, mühendislik ve inşaat sektörlerinin dönüşümünü hızlandırarak sürdürdüğünü belirtti.
Hayatı normale döndürmekte yol alan şehirlerden ilham alan “Dünyanın Farklı Şehirleri Anlatıyor: Normalleşmenin Yol Haritası” oturumunun moderatörlüğünü PwC Türkiye Ortağı ve Gayrimenkul Sektörü Lideri Ersun Bayraktaroğlu yaptı. Oturumda ARUP, Akıllı Şehirler Lideri Ersoy Pehlivan, İTÜ, European Real Estate Society (ERES) Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Kerem Yavuz Arslanlı, Türkiye Belediyeler Birliği Çevre ve Şehircilik Müdürü ve Mimar Cüneyt Türkmen şehirleşmenin yol haritasını çıkardılar. Konuk şehirleri anlatan uzmanlar ise Londra Enfield Belediye Konsey Üyesi Nesil Çalışkan, Singapur’dan DP Architect Direktör Hui Min Chan, Seul’dan Şehir Plancısı, Şehir Fütüristi ve Mimar Edward Yang oldu.
Sektörün Pandemi Performansı, Yatırımlar ve Geleceğe Dönük Beklentilerin masaya yatırıldığı oturumun moderatörlüğünü Alkaş/Han Spaces Yönetim Kurulu Başkanı Avi Alkaş yaptı. Hepsiemlak CEO’su Zeynep Tandoğan, Galataport İstanbul İcradan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Erdem Tavas, Nata Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Yusuf Tanık konuşmacı oldular.
MIPIM Stratejik partnerliği ile gerçekleşen RE360 Ana Sponsoru FİBA Commercial Properties, Co-Sponsor Kuzu Grup, Oturum Sponsoru Denge Değerleme ve Özay Hukuk , Sponsorlar Galataport İstanbul ve Polat oldular. Destekçi kuruluşlar ise şöyleydi: Alp Alkaş Perakende Gayrimenkul Merkezi, AYD, GİSP, GKL, GYODER, İMSAD, İNDER, LİDEBİR, Marmara Belediyeler Birliği, PERYÖN, TRFMA, TTYD, Türk SMD, Urban Land Institute
Kamudan özele, yatırımcıdan hizmet üretenlere kadar tüm ilgili kurum ve kuruluşları bir araya getiren gayrimenkul sektörünün buluşması RE360, Alkaş’ın sektörel içerik ve etkinlik platformu Digital Network Alkaş (DNA) çatısı altında 722 üst düzey sektör temsilcisinin katılımı ile başarıyla yapıldı.
Gayrimenkul sektörüne yön veren tüm paydaşları üst düzey katılımıyla bir araya getiren RE360’ta sektör trendleri ve çözümleri ele alındı. Seul Londra ve Singapur’un pandemi dönemindeki yol haritalarının aktarıldığı vizyon geliştiren, bilgi ve ilham dolu oturumlarla ortak akıl oluşturan farklı deneyim ve trendlerin masaya yatırıldığı, küresel ekonomi, dijital dönüşüm, gayrimenkulde sosyal etki ve şehirlerden bahsedilen RE360’ta Alkaş Genel Müdürü Yonca Aközer, artık akıllı şehirlerin değil, aklını kullanan şehirlerin gündemde olacağının altını çizdi.
Yonca Aközer: “İlham verici örneklerle umudun işaretleri”
Alkaş Genel Müdürü Yonca Aközer, RE360’ta dijital değişim ve dönüşümle şekillenen yeni ekonomide gayrimenkul sektörü ve ilgili sektörlerin hızlı ve zorlu adaptasyon sürecini ve pandemi sonrasını Türkiye ve dünyadaki ilham verici örnekleriyle aktarmayı amaçladıklarını belirtti. Aközer, geleceği hızlandıran pandemi döneminin sektördeki değişimlerine de ayna tutan konferansı, Türkiye’nin yeni nesil dijital etkinlik, sektörel içerik ve işbirliği platformu Digital Network Alkaş (DNA), üzerinden gerçekleştirdiklerini hatırlattı.
Türkiye’den ve dünyadan önemli isimleri aynı çatı altında buluşturmaktan dolayı çok mutlu olduklarını belirten Alkaş Genel Müdürü Yonca Aközer, hayatı normale döndürmekte olan ve gelecek trendleriyle yol alan şehirlerin ilham verici ve umudun işaretlerini içeren hikayelerinin masaya yatırıldığını vurguladı. Aközer, pandemide sektörün zor günler geçirdiğini ancak durulmadığını sözlerine ekledi.
Avi Alkaş: “Türkiye’nin yurtdışında tanıtımını yapma hedefiyle yol alıyoruz”
Alkaş/Han Spaces Yönetim Kurulu Başkanı Avi Alkaş, Türkiye’nin en dinamik sektörlerinden biri olan ve bağlantıdaki pek çok sektörü de besleyen gayrimenkul sektörünün Türkiye ekonomisindeki önemine dikkat çekerek, durum değerlendirmelerinde bulundu ve geleceğe ayna tuttu.
RE360’ta beşinci yıla girdiklerini belirten Alkaş/Han Spaces Yönetim Kurulu Başkanı Avi Alkaş, yakın bir gelecekte yine kahve molalarında yüzyüze sohbetlerin olduğu ortamlarda buluşmayı umduklarını, hibrit modele geçileceğini söyledi: “Gayrimenkul ve paydaşlarına katkıda bulunmak, Türkiye’nin de yurtdışında tanıtımını yapmak hedefiyle yol alıyoruz” dedi.
Filippo Rean, Reed MIDEM, Gayrimenkul Bölüm Direktörü: “Avrupa’da büyük yatırımcılar gayrimenkule döndü”
Pandeminin hızını kestiğini ve son 6 ayda çok daha iyi durumlara gelindiğini belirten Filippo Rean, aşılamanın hızıyla birlikte umutların arttığına dikkat çekti. Gayrimenkul sektörünün dinamiklerine bakıldığında çok büyük etkinliklerin görüldüğüne işaret eden Rean, aşılama hızının artmasıyla kıta Avrupası’nda işlerin olumlu yönde değişmeye başladığını belirtti. “Bu dönüşümde mega şehirlerin nasıl değişeceği tartışılırken, kurumsal yatırımcı tarafında inanılmaz yükseliş var. Büyük gruplar yatırım yapmaya başladı. Özellikle Avrupa kıtasında büyük yatırımcılar gayrimenkule yatırım yapıyor ve bunu yeni kuşağın beklentileri konusunda gerçekleştiriyor” diye konuştu. Şirket olarak fiziksel etkinlikleri eylül ayı itibarıyla yeniden başlatacaklarını duyuran Rean, “5 bin kişinin katılacağı bir etkinlik düzenliyoruz, kıta Avrupası’nı ana lokasyon olarak belirlediğimiz etkinliğimize inanılmaz olumlu tepki aldık. İşlerin rayına girdiği Avrupa kıtasında kasımda ise gayrimenkul ve perakende ile ilgili bir etkinliğimiz olacak” dedi.
Fatma Şahin, Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı: “Kuzeyşehir Toplu Konut Projesiyle modern yapılaşma ile geleneksel yaşam kültürü harmanlanacak”
Öncelikle RE360 gibi gayrimenkul sektörünün dinamiklerini bir araya getiren, tüm paydaşları buluşturan etkinlikleri çok önemsediğini söyleyerek konuşmasına başlayan Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, “Bir belediyenin en önemli görevlerinden biri insanlara çağdaş, refah seviyesi yüksek yaşam alanları oluşturmak… Türkiye’nin en büyük konut projesi olarak gösterilen Kuzeyşehir Toplu Konut Projesi ile 250 bin kişinin bir arada yaşadığı, modern yapılaşma ile geleneksel yaşam kültürünü harmanlandığı ve yatay mimarinin desteklendiği bir projeyi hedefliyoruz. Kentin gözbebeği olacağını düşündüğüm projenin hayata geçirilmesiyle sanayi çalışanlarının uygun fiyatlarda konut sahibi olabilmesinin yanı sıra insanların yolda harcadığı zaman ve yakıttan tasarruf sağlanacak. Cami, manav, kasap, bakkal gibi geleneksel sokak yaşam unsurları korunacak” dedi.
Kuzey Şehir’de yaşayacak vatandaşların, eğitimden sağlığa, sosyal yaşamdan ulaşıma, tüm fiziki ve sosyal ihtiyaçlarını kent merkezine gitmeye gerek duymadan karşılayabileceklerini aktaran Fatma Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Mahallenin yeşil alanla çevrelenmesi, farklı ölçeklerde meydanların oluşturulması, araç yollarının sınırlandırılması, engellilerin kullanımını da içeren otoparklarla, ulaşım ağının ağırlıklı olarak yaya öncelikli ele alınması, projenin temel tasarım ilkelerini oluşturacak. Yenilenebilir enerji kaynaklarımızın kullanımını kendi binalarımızda daha verimli olarak kullanmaya özen gösterirken, ayrıştırmaları, yeniden kazanan dönüşüm projelerini de aktif olarak uygulamaya devam ediyoruz.”
Alvise Simondetti: “Basit tutmak” yerine “karmaşık tutmak”
“Geleceği Hızlandıran Pandemi, Sektörde Nasıl Bir Dijital Dönüşüme Neden Oldu” başlıklı oturumda Alvise Simondetti (Global Lider, ARUP Explores) dünya pandeminin sağlık, sosyal yaşam ve ekonomide verdiği hasarın üstesinden gelmeye çalışırken sektörümüzün toplumu ve bireyleri iyileştirecek mekanları yaratmadaki hayati rolüne vurgu yaptı. Alvise Simondetti binaların dijital olarak üretilmesinden, insan becerilerinin yerine geçen gelişmelere, 1954’te inşa edilen Llyod’s of London’ın restorasyonundan, üretim için tasarımdan ve “basit tutmak” yerine “karmaşık tutmaktan” bahsederek, bizleri geleceğe götürdü.
“Mimarlık, Mühendislik ve İnşaat sektörlerinde dijital dönüşüm 2019 yılında halihazırda devam ediyordu ve bu sürecin tamamlanmasının coğrafya ve sektöre bağlı olarak on yıldan uzun süreceği tahmin ediliyordu. Pandemi başlayınca ve toplum kapanmak zorunda kalınca bu dönüşüm de hız kazandı” diyen Alvise Simondetti şu bilgileri verdi: “Alışveriş online ortama kayınca ve dünyanın dört bir yanındaki devletler kararlarını “veriyi takip ederek” almaya başlayınca, Mimarlık, Mühendislik ve İnşaat sektörünün de dönüşümünü hızlandırması zorunluluk haline geldi. Bu dönüşümün üç unsurunu, bir tasarımcının perspektifinden sunmak istiyorum: Veriyle, dijital fabrikasyonla ve dijital operasyonlarla tasarlamak ve karar almak. Bu unsurların her biri, kapanma sebebiyle hız kazanan en iyi uygulamaların yakın dönemden örnekleriyle zenginleşecek ve topluma pandemi sonrasında da faydalar sağlayacaktır.”
Finans kaynağına ulaştıran yeni anahtarlar: Çevreye etki-Sosyal etki-Yönetişim
ESG (Environmental-Social- Governance) (Türkçe açılımı ile Çevreye etki-Sosyal etki-Yönetişim) gelişmiş ülkelerde son dönemde uygulanmaya başlanan bir değerleme kriteridir. Artık kuruluşların performansları bu üç unsurla ilgili ne durumda olduklarına bakarak derecelendirilmekte ve kredi alabilmeleri, yatırım çekebilmeleri bu dercelendirme sonucu aldıkları nota bağlı olarak olumlu ya da olumsuz sonuçlandırılmaktadır. ULI ESG’nin Sosyal Etki konusuna nasıl yaklaşılması ve değerlendirilmesi konusunda geniş bir çalışma yapmış ve bu çalışma sonuçlarını raporlamış bulunmaktadır.
ESG’nin “S”sinin, yani Sosyal Etki’nin ölçülmesi, bir proje ya da girişimin toplumsal faydasının ölçülmesi olarak tanımlanabilir. Gayrimenkul sektörü, katılımcı ve sürdürülebilir kalkınma açısından önemli bir rol oynayabilir. ULI’ın araştırmasına katılan uzmanlar, daha büyük bir sosyal fayda yaratma açısından altı engele işaret etmişlerdir. Bunlar; politik, ekonomik ve iş kültürü, değişik paydaşların görüşlerinin aynı olmaması, finansal getiri beklentileri konusunda ayrılıklar, uzlaşma ve şeffaflığın eksikliği, çıktılara değil getirilere odaklanılması ve bilgi ve beceri eksikliği olarak belirtilmiştir. ULI’nin bu oturumunda bu raporun bulguları tartışılarak, sosyal etki konusunun nasıl değerlendirildiği ele alınmıştır.
RE360’taki ESG’nin S’si panelinde modaratörlüğü ULI Türkiye Başkanı Zafer Baysal yaptı. Konuşmacılar VMG Advisors LLP, Gayrimenkul Direktörü Didem Erendil ve Urbanalytic Kurucu Ortağı Bilge Turcan oldu. ESG’ye uyumun genel standart haline geleceğini vurgulayan Didem Erendil, yeşil mutabakatın öneminin de altını çizdi. ESG’nin temelinin aslında BM’nin sürdürülebilirlik araçları olduğunu belirtti: “Pek çok kurum ve kuruluş sinerji içinde olmalı. Hedef 2030’da doğayı kirletmeyen, bütün toplum için nitelikli kentsel alanlar yaratmak olmalıdır”.
Çevresel, Sosyal ve Kurumsal Yönetişim (ESG) başlığında konuşan LLP Gayrimenkul Yatırımları Direktörü Didem Erendil, uluslararası yatırımcıların halihazırdaki yatırımlarını ESG kriterlerine uyumlu hale getirmeye hata madencilik gibi uygun olmayan sektörlerden çıktığını söyledi. Çevresel konular ile sosyal yarar arasında fayda olduğunu aktaran Erendil, bundan dolayı projelere sosyal faydanın eklendiğini söyledi. Bu kapsamda Londra’da lüks konut üreticilerine projenin büyüklüğüne göre, yüzde 30 ila 35 arasında sosyal konutun geliştirme zorunluluğu getirildiğini belirten Erendil şunları söyledi: “Kamusal alanı yaratılarak belli sosyal faydalar yaratılıyor. Site tarzı gettolaşma yerine bu tarz çalışma yoluna gidiliyor. Dolayısıyla artık ESG ve sosyal fayda planlanarak kullanılacak, yeşil kredilere ve finansmana daha kolay ve ucuza erişim sağlayacak.”
“Yaşam alanları yaratmada gelişmeliyiz”
Urbanalytic Limited Kurucu Ortağı Bilge Turcan ise, sadece projenin bitiş tarihine değil, 5 yıl sonraki halinin dikkat alınması gerektiğine dikkat çekti. “10-15 yıl sonra kullanıcılar hala bizim düşündüğümüz gibi mi kullanacak belediyeye nasıl bir yük bindirecek” diyen Turcan, “ESG son 10 yıldır hayatımızda. Sürekli konuyla ilgili mevzuatları ekleniyor ve her geçen yıl katılaşıyor. Dolayısıyla bütün toplum için yaşam alanları yaratma konusunda geliştiricilerin kendini geliştirmesi gerekiyor” diye konuştu.
Sektörün Pandemi Performansı ve Geleceği
Moderatörlüğünü Alkaş/Han Spaces Yönetim Kurulu Başkanı Avi Alkaş’ın yaptığı “Sektörün Pandemi Performansı, Yatırımlar ve Geleceğe Dönük Beklentiler” oturumunda Hepsiemlak CEO’su Zeynep Tandoğan, Galataport İstanbul İcradan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Erdem Tavas, Nata Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Yusuf Tanık konuşmacı oldular.
Birbirinden farklı ve birbirini tamamlayan kurum ve kuruluşların konferansta buluştuğunu belirten Alkaş/Han Spaces Yönetim Kurulu Başkanı Avi Alkaş, “Pandeminin ardından normalleşmeye girdiğimiz dönemdeyiz. Dijital platformlar iyice hayatımıza girdi. Dijital platformların sektörü canlandırmak için katkılarını, gayrimenkulde teknolojinin geleceğini masaya yatırıyoruz” dedi.
Hepsiemlak CEO’su Zeynep Tandoğan, pandemiyle birlikte evlere çekildiğimizi, evlerden çalışma düzenine alıştığımızı, başlardaki dengeyi koruma çabasının artık oturduğunu, bu sürecin sonuna gelinmek üzere olduğunu hatırlattı: “Hız, kolaylık ve deneyim yaratmak bizim için anahtar kelimeler. Pandemi dijitalleşmeyi çok hızlandırdı. Biz de işimizi büyüttük, yeni teknolojiler ekledik. Teknolojik dönüşümümüzü pandemiyle iyice hızlandırdık”.
Nata Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Yusuf Tanık, pandemi döneminde AVM sayılarını 5’ten 8 çıkardıklarını belirterek, bunun sektöre ve Türkiye’ye duydukları güvenden kaynaklandığını söyledi. AVM’lerinde 4 tane de kütüphane açtıklarını söyleyen Tanık, ayrıca açık alanda tiyatro sinema ve gibi etkinlikler üzerinde çalıştıklarını söyledi. Bunun dışında e-ticareti entegre etme yolları üzerinde çalışmalar yaptıklarını belirten Tanık, “AVM’lerde bazı bölümler sağlık merkezlerine çevrilebilir, sınav merkezi olarak da bakıyoruz. Artık AVM’lere alışverişin dışında daha farklı simgelerle bakmak lazım” dedi.
Galataport ile daha açılmadan ödüller almaktan, ödüllere aday gösterilmekten mutluluk duyduklarını belirten Galataport İstanbul İcradan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Erdem Tavas, dünyada ilk kez kurgulanan bir terminal alanı sunan Galataport’taki sahil şeridinin gemi olmayınca halka açılarak yürüyüş alanı olarak değerlendirileceğini söyledi. Yeme içme alanları ile ofis alanlarının yer aldığı Galataport’a sadece gemilerden yılda 1.5 milyon, şehre gelen turistlerin gelmesi ile birlikte 8.5 milyon yabancı ziyaretçi beklediklerini kaydeden Tavas, toplam 25 milyon ziyaretçi beklediklerini söyledi. Projenin yine 2400 araçlık otopark alanı ile bölgenin otopark sorununa çözüm sağlayacağını aktaran Tavas, “3 bin 500 kişiye doğrudan 20 bin kişiye dolaylı istihdam sağlayacağız” dedi.
Öğleden sonraki oturumun açılış konuşmasını ise Fiba Commercial Properties Yönetim Kurulu Üyesi/CEO Yurdaer Kahraman yaptı.
“Dijitalleşmenin geleceğini planlamalıyız…”
Gelecekte teknoloji ve inovasyonun iş dünyasının ana gündem maddesi olacağını ifade eden FİBA CP CEO’su ve Yönetim Kurulu Üyesi Yurdaer Kahraman, teknolojinin her geçen gün ivmesini artırarak hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline geldiğini ifade ediyor. Kahraman, “Hayatımız teknoloji ile kolaylaştı, hızlandı ve tahmin edemeyeceğimiz kadar esnek bir hale geldi. Şimdi içinde bulunduğumuz normalleşme döneminde dijitalleşmenin geleceğini planlamamız, teknoloji ile barışık yeni iş dünyasının kurallarını netleştirmemiz gerekiyor. Sektörümüzün bu konuda alacağı uzun bir yol var. FİBA CP olarak Türkiye’nin önde gelen ticari gayrimenkul yatırımcılarından biriyiz ve dijital ekonomiye teknolojik dönüşüme büyük önem veriyoruz. Bu anlamda geçtiğimiz günlerde sektörümüzde bir ilki gerçekleştirdik. FİBA CP’nin bütün departmanlarına Robotik Süreç Optimizasyonu’nu entegre ederek süreçlerimizi 7/24 yönetilebilir hale getirdik. Bu teknolojik atılımın, hizmetlerimizi en yüksek verimlilik seviyesine yaklaştırmada önemli bir adım olduğunu düşünüyorum’’ dedi.
Prof. Carlos Moreno: “15 Dakikalık Şehirler ilham veriyor”
Dünyaca ünlü araştırmacı, Fransa’nın Paris IAE Panthéon Sorbonne Üniversitesi’nde profesör ve ETI (Girişimcilik, Alan, İnovasyon) Kürsüsü kurucusu ve bilim direktörü olarak görev yapan Carlos Moreno, günümüzde kentsel organizasyonun çok fazla zaman kaybına yol açtığını ve kişilerin hayat kalitesini düşürdüğünü vurgulayarak, şehir planlamasının adil bir yaşam, sağlık ve iklim konularını dikkate alarak yeni bir yaklaşım getirilmesi gerektiğinin altını çizdi.
“Covid-19 krizi, sıhhi niteliğe sahip sistemsel ve kentsel bir kriz olarak, şehirlerin gücünü ortaya koydu. Virüsün yayılmasının önüne geçmek için şehirleri sessizliğe gömmenin gerekmiş olması, şehir planlamamızı yakınlığın getirdiği ekonomik, ekolojik ve toplumsal değeri öncelikli kılacak şekilde yeniden düşünmemiz gerektiğini gösteriyor” diyen Carlos Moreno, sözlerine şöyle devam etti.”Kısa vadede Covid-19 ile, uzun vadede ise iklim değişikliğiyle yüzleşebilmek için kentsel yaşam tarzımızda köklü değişiklikler yapacağız. Şehrimizde yapılan uzun yolculukları ve bunlarla ilişkili yoğunlukları yeniden düşünmemiz gerekiyor. Şehirlerimizin tek ihtisaslı odak noktalarını tekrar gözden geçirip, çok merkezli şehirlere ivme kazandırmamız gerekiyor. Yüzümüzü çok kutuplu ve çok işlevli bir şehre dönmeliyiz. Bu yeni ve çok merkezli şehri ortaya çıkarmak için yürüyerek veya bisikletle en fazla 10-15 dakikalık mesafede bulunacak temel ve yerel hizmetlere kapsamlı erişimi öncelikli kılmalıyız. Bunu Paris’te yakınlıkların şehri, “15-Dakikalık Şehir” olarak adlandırdık.”
Dünyanın Farklı Şehirleri Anlatıyor: Normalleşmenin Yol Haritası
Hayatı normale döndürmekte yol alan şehirlerden ilham alan “Dünyanın Farklı Şehirleri Anlatıyor: Normalleşmenin Yol Haritası” oturumu; aşılama ile Kovid-19’un yayılma kabiliyetini sınırlamayı başarmış, normale dönüş adımlarında yol haritasını belirlemiş 3 şehirden yetkilileri konuk etti. Uzak Doğu ve Avrupa örnekler, katılımcılar ve sorularla renkli bir platform olan oturumda, umut ve ilham dolu bir deneyim sunuldu. Londra, Singapur ve Seul örneklerinin aktarıldığı oturumun moderatörlüğünü Ersun Bayraktaroğlu (PwC Türkiye Ortak/Gayrimenkul Sektörü Lideri) yaptı. ARUP, Akıllı Şehirler Lideri Ersoy Pehlivan, European Real Estate Society (ERES) Yönetim Kurulu Üyesi, İTÜ’den Doç.Dr. Kerem Yavuz Arslanlı ve Türkiye Belediyeler Birliği Çevre ve Şehircilik Müdürü ve Mimar Cüneyt Türkmen şehirleşmenin yol haritasını çıkardılar. Oturumda Şehir Plancısı ve Şehir Fütüristi, Mimar Edward Yang Seul örneğini geleceğin kenti dizaynı üzerinden anlattı. Londra Enfield Belediye Konsey Üyesi Nesil Çalışkan Londra ve DP Architect Direktör Hui Min Chan Singapur örnekleriyle ufuk açıcı analizlerde bulundular.
“Yaşam kalitesini yükseltmek esastır ve programlar buna bağlı olarak yapılıyor”.
Çok sıra dışı bir yılın geride kaldığını ve bu sürecin şehirleri de insanları da etkilediğini anlatan Londra Enfield Belediye Konsey Lideri Nesil Çalışkan, kendilerinin de belediye meclisi olarak bu kapsamda birçok konuyla ilgilendiklerini kaydetti. Çalışkan, “Son bir yıl içerisinde yasal sorumluluklarımız altında yaşarken işimizi de devam ettirmek zorundaydık. İnsanlara uygun fiyatla konut sunmak, koruma sağlamak gibi sorumluluklarımız var” dedi. Daha fazla sosyal konut imkanı sunduklarını bildiren Çalışkan, “Özel yeşil alan yaratmanın önemini de bu süreçte gördük. Bu süreçte yerel yönetimlerin önemi daha iyi anlaşıldı. Merkezi yönetimden gelecek verileri bekleyemezdik. Yaşam kalitesini yükseltmek esastır ve programlar buna bağlı olarak yapılıyor.”
Kısıtlamaları da yavaş yavaş kaldırıyoruz. Sanat, tiyatro gibi sektörler bu süreçten çok fazla etkilendi. Bununla birlikte elbette emlak sektörü de etkilendi” değerlendirmesinde bulundu. Londra’da konut ihtiyacının çok fazla olduğunu ancak bunun için yeterli alan olmadığını söyleyen Çalışkan, “Maliyetler bu süreçte çok arttı. Konut fiyat değerlemeleri sürekli güncelleniyor. Şirketler alternatif sosyal konut projeleriyle bize geliyorlar.
“Singapur bir pandemi hazırlık planına sahipti”
Singapur’dan DP Architect Direktörü Hui Min Chan, “Singapur bir pandemi hazırlık planına sahipti. Pandemi duyurulmadan önce buna yönelik planlarımız mevcuttu. Pandemi sürecinde ciddi çalışmalar yaptık. Aşılamada yüzde 50’nin üzerine çıkmış durumdayız. Koronavirüsun ekonomi üzerinde oluşturduğu etkileri de azaltmaya çalışacağız” açıklamasında bulundu. Bu süreçte ev ve ofis tasarımları nasıl değişiyor diye yaptıkları çalışmalarda müşterileriyle görüşmeler yaptıklarını söyleyen Chan, “İnşaat sektörü üzerindeki etkiler de var, buraya giden çalışanlar ciddi oranda takip ediliyor. Yüksek miktarda bir dijitalleşme süreci de söz konusu. Sürdürülebilir yaşam ve yeşil bir vatandaşlık konsepti çerçevesinde doğal kaynakların kullanımı konusunda bireyleri bilinçlendirme hedefimiz var. 2030 yılına hedef koyduğumuz karbon azaltma hedefleri var. Enerji maliyetlerini azaltacağımız bir sistem üzerinde de çalışmalarımız var. Dijital inşaat alanı da önemli” değerlendirmesinde bulundu.
“Pandemiyle birlikte şehir merkezi kavramı ortadan kalktı”
Seul’den Şehir Plancısı, Şehir Fütiristi ve Mimar Edward Yang, pandemi döneminde artık şehir merkezi kavramının ortadan kalktığını belirterek, insanların salgın döneminde evde daha fazla vakit geçirmesinin şehir kavramı değiştirdiğini söyledi. Yang, “Değişimlerden etkilenen bir kesim de genç nesil. İnsanlar artık evlerinde daha çok zaman geçiriyor. Kentsel alanlar boşalıyor. Tüm alışılmış faaliyetler etkileniyor. Güney Kore’de kentsel yaşamda evde kalmanın etkisini görmüş olduk” dedi. Bu süreçte verileri de yakından takip ettiklerini aktaran Yang, “Biz sadece insanların sağlık verilerini değil diğer verilerini de inceliyoruz. Yaptıklarımızın insanları değil veri izlemek olduğunu düşünüyorum” açıklamasında bulundu. Gerçek dünya ile dijital dünyayı farklı düşünmemek gerektiğini de söyleyen Yang, “Şehri dijital bir ortam gibi yönetiyoruz. Hem fiziksel hem de dijital dünyamızı aynı güzellikle koruyoruz” diye konuştu.
Emlak sektörü açısından kendilerini önemli sorunların beklediğini kaydeden Yang, “Bugüne kadarki emlak sektörü planları, yüksek yoğunluklu planlardı. Bugün arazi kullanım planı ve yoğunluğu dengelemek önem kazandı” şeklinde konuştu. Yang, “Böyle bir salgında şehir merkezi kavramı kalmıyor. Pandemi sürecinde zaten şehir merkezindeki her şeyi kapatıyoruz” dedi. “Virüsü izlemek veriyi izlemektir” diyen Yang, bulaşın nerede olduğunu bilmenin insanları korumak için son derece önemli olduğunu ifade etti. Virüsü yönetmek için dataya ihtiyaç olduğunu da aktaran Yang, şöyle devam etti: “Anca bu sayede yeni kentsel planları hayata geçirebiliriz” şeklinde konuştu. Pandeminin birçok şeyi de değiştirdiğini belirten Yang, “Emlak tarafında satın alma pratikleri de değişti. Ticari alanlar ve konut alanlarının yeni bir ticari anlayışla tasarlanması lazım. Dünya nüfusunun yüzde 90’i kentlerde yaşar ve yeni bir salgın çıkarsa ne yapacağız? Bunu şimdiden düşünmek gerekiyor.”
Ersun Bayraktaroğlu (PwC Türkiye Ortak/Gayrimenkul Sektörü Lideri) gelecek için çok umutlu olduğunu, sosyal konutların önem kazandığını, dijital dönüşüm ile ekosistemin beraber beslendiği günlere gelindiğini belirtti.