Alp Kırşan “Baba olmak yepyeni başlangıcın ilk anıydı”
Oyuncu ve Sunucu Alp Kırşan çocuklarıyla olan ilişkisini, baba olmanın getirdiği sorumlulukları ve ilk kez baba olduğunda duyduğu heyecanı MAG Haziran sayısı için anlattı.
“Açıkçası eşim Efe’yi dünyaya getirdiğinde ve kucağıma ilk aldığımda bedenim ensemden yukarı doğru soğuk terleme gibi bir reaksiyon gösterdi. Yepyeni bir başlangıcın ilk anıydı o. Bir babanın en özel anı” diyen Alp Kırşan sözlerine şöyle devam etti: “Öyle güzel bir eşe sahibim ki benim onu hazırlamam gerekirken o beni hazırladı diyebilirim. Zeynep’le ben hiç tereddüt etmeden bu yolculuğa baş koyduk, korku hiç olmadı. Baba olduktan sonra sorumluluk geldi. Bu sorumluluk beni hasta olmaz, yorulmaz, zayıf düşmez, boş düşünmez, boş konuşmaz bir hale getirdi.”
Alp Kırşan
Oyuncu ve Sunucu Alp Kırşan ile çocuklarıyla olan ilişkisini, baba olmanın getirdiği sorumlulukları ve ilk kez baba olduğunda duyduğu heyecanı konuştuk.
Baba olduğunuzda hissettiğiniz ilk şey neydi?
Açıkçası eşim Efe’yi dünyaya getirdiğinde ve kucağıma ilk aldığımda bedenim ensemden yukarı doğru soğuk terleme gibi bir reaksiyon gösterdi. Yepyeni bir başlangıcın ilk anıydı o. Bir babanın en özel anı.
Baba kavramını tek bir cümleyle tanımlayabilir misiniz?
Bence baba olmak, sorumluluk dünyasının kapısını sonsuza dek tek yönlü kırıp içeri girmek demek.
Genelde birçok erkek, baba olmadan önce baba olmaktan korkar. Sizin çekinceleriniz var mıydı?
Öyle güzel bir eşe sahibim ki benim onu hazırlamam gerekirken o beni hazırladı diyebilirim. Zeynep’le ben hiç tereddüt etmeden bu yolculuğa baş koyduk, korku hiç olmadı.
Kendi babanızın size davranışlarıyla sizin çocuklarınıza karşı davranışlarınızı kıyasladığınızda gördüğünüz en büyük fark nedir?
Babam, abimle benim en yakın arkadaşımızdı. Her derdimizi konuşabildiğimiz, dert ve çözüm ortağımızdı. Ben de iki çocuğumla öyle olmaya çalışıyorum. Aramızda ki sevgi çok büyük. Babadan oğula, oğlundan evlatlarına genler olduğu gibi devam eder.
Baba olduktan sonra hayatınızda neler değişti? Beklentileriniz doğrultusunda bir değişim mi oldu?
Baba olduktan sonra sorumluluk geldi. Bu sorumluluk beni hasta olmaz, yorulmaz, zayıf düşmez, boş düşünmez, boş konuşmaz bir hale getirdi.
Çocuklarınızla yapmakta en keyif aldığınız aktivite nedir?
Marangoz işleri. Evin bahçesindeki serayı beraber yaptık. Efe tahtaları tuttu, ben kestim Ata birleştirmek için bana vidaları verdi. O anlar efsaneydi. Bunların dışında balık tutmaları ve tekne kullanmaları. O anlarda turşu görmüş gibi ağzım sulanıyor.
Çocuklarınızla arkadaş gibi mi yoksa baba-çocuk çizgisinin keskin olduğu bir iletişimi mi tercih ediyorsunuz? İlişkinizi nasıl tanımlarsınız?
Tabii ki arkadaş gibiyiz ama onlar için hayatta en iyisini düşünebilecek kişinin anneleri ile ben olduğundan dolayı bazı kurallarımız var tabi. Sonuçta hepsi onların iyiliği için. Örneğin sabah kahvaltısından önce gizlice cips kaçırıp yerlerse gülümsememi bekleyemezler.
Çocuğunuzun kariyerini oluşturma sürecinde nasıl bir etkiniz var? Tercihlerini tamamen kendisine mi bırakıyorsunuz?
Benim için okuyup, okumamama durumu en başta annelerini ilgilendirir. Öğretim değil eğitim en önde gelen olmalı. Sosyallik, paylaşım, yardım etme duygusu. Ben eğitimi veririm hayatı onlar seçer diye planlıyorum.
Bugüne kadar aldığınız en güzel Babalar Günü hediyesi nedir?
Bugüne kadar alınabilecek en büyük babalar günü hediyesini iki evlat olarak Zeynep’ten aldım zaten. O bana en büyük hediyelerimi verdi gerisi teferruattır.
Babalar Günü için iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı?
Birçok arkadaşım ilerleyen yaşlarına geldiklerinde ailenin ve evladının olma duygusundan uzak yaş alıyorlar. Kafa dank ettiğinde çok geç olmuş oluyor. Geç olmasına rağmen deneyen ve yapan var fakat folik asit çocuklarını yetiştirmek için ciddi bir kondisyona sahip olmak gerek diye düşünüyorum. Aile olmadan, çocuk sahibi olmadan yaşam, çiçek vermeyen dümdüz bir ağaç gibi bence. Aile olgusu dünyanın döngüsü. Bunu inkâr etmeyeceksin ve geç kalmadan aile olup çocuk sahibi olacaksın. Aksi taktirde hayat her gün sadece sudan yapılmış çorbayı içmek gibi gelir insana.