Koleksiyon ‘Rhizome Söyleşileri’nin ilkini gerçekleştirdi

Koleksiyon, iş yaşamı, mimarlık, tasarım, kültür-sanat çalışmalarına yönelik görüş ve eğilimlere yer verdiği “Rhizome” dergisi ile yazarlar ve okurların buluşacağı bir etkinlik dizisine başladı.

40 yılı aşkın süredir tasarımı nesne olmanın ötesinde, sahip olduğu anlamlarla birlikte ele alarak yaşam ve çalışma alanlarına aktaran Koleksiyon, tasarım ve kültür sanata destek vermeye devam ediyor.

Koleksiyon’un üç ayda bir ücretsiz olarak yayınladığı mimarlık, tasarım, iş yaşamı ve kültür- sanat dergisi Rhizome, zengin içerik ve deneyimli yazarlarıyla alanındaki en ünlü yazar ve kanaat liderlerini bir araya getiriyor. “Rhizome Söyleşileri” adı altında yapılan söyleşilerin ilk buluşması İTÜ Mimarlık Fakültesi Taşkışla Kampüsü’nde gerçekleştirildi. Doç. Dr. İpek Akpınar moderatörlüğünde Mimar Merve Akdağ Öner ve Mimar Gürhan Bakırküre’nin katıldığı ilk buluşmada “Aidiyet” kavramı ele alındı.

Merve Akdağ Öner, “Göçebe Kentli” başlıklı sunumunda “günümüz koşullarında sınırlar esnek, bilim evrensel, bilgi saniyeler uzaklığındayken, aidiyet için verilen reçeteler bizi geleceğe taşıyabilecek mi?” konusuna dikkat çekerken, ‘aidiyet 21. yüzyılda insanların doğal ortamlarında hissettikleri bir şey mi, yoksa daha çok tüketilecek bir duygu haline mi geldi?” sorularına yanıt aradı. Öner, Türkiye coğrafyasının farklı bölgelerinde, kişiler ve yerleşimler arasındaki aidiyet ilişkileri üzerine gerçekleştirdiği araştırmalarından öne çıkan detayları paylaştı.
Gürhan Bakırküre ise “Seçme Özgürlüğü ve Aidiyet” başlıklı konuşmasında çalışma alanına aidiyetin verimliliğe etkilerini ve günümüz çalışma kültüründeki değişimleri aktardı. “Şirketlerde verim ve sürekliliğin ‘aidiyet’ kavramının kazandırılmasıyla sağlanabildiğini” vurgulayan Bakırküre, “Günümüzde son derece artan rekabet ortamı ve dolayısıyla iş dünyasının her alanında olması beklenen verimlilik şartı, şirketleri ‘aidiyet’ kavramı üzerine çalışmaya ve bunun önemini anlamaya doğru ister istemez yönlendirdi.” diyerek görüşlerini katılımcılarla paylaştı. Günümüzde Y kuşağının çalışma hayatında yer almasıyla bir dönüşümün başladığına dikkat çeken Bakırküre, yapılan araştırmalarda Y kuşağının kendini iyi ve mutlu hissedeceği çalışma ortamlarını, çoğu zaman daha yüksek bir maaşlı bir işe tercih ettiği bilgisini verdi. “Günümüz mezunlarının %52’si çalışmak istedikleri firmaları belirlerken iyi bir çalışma atmosferini kuvvetli bir marka ismine tercih ediyor.” diyen Bakırküre, ofislerin geçirilen süreler bakımından salt bir çalışma alanından yaşam alanlarına dönüştüğünü; bu nedenle yaşam alanlarının tüm gerekliliklerinin ofislerde sağlanması gerektiğini belirtti.