BEE’O Propolis’e bir ödül de ham bal ihracatı ile geldi
İstanbul Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği (İSHİB) 2017, 2018, 2019 Yılları Başarılı İhracatçılar Ödül Töreni, 28 Aralık’ta online ortamda gerçekleştirildi. SBS Bilimsel Bio Çözümler A.Ş. (BEE’O Propolis), üç yılın da başarılı bal ihracatçıları listesinde ilk 10’a girerek yeni bir başarıya imza attı.
İSHİB, Türk su ürünleri ve hayvansal mamuller sektöründe ihracatçı olan üye firmaları, 2017, 2018 ve 2019 yıllarında birlik tarafından kayıt altına alınan ihracat rakamlarını dikkate alarak ödüllendirdi. En yüksek ihracat rakamlarına sahip firmaların açıklandığı tören, Ticaret Bakanlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin destek ve katılımı ile online olarak gerçekleştirildi.
Törende Bal, Et Ürünleri, Süt ve Süt Ürünleri, Yumurta, Beyaz Et ve Su Ürünleri olmak üzere 6 kategoride en yüksek ihracat rakamlarına sahip firmalar açıklandı. Bal sektöründe bal ihracat rakamlarına göre BEE’O Propolis, üç yılda da ilk 10 listesinde yer aldı.
“14 ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz”
BEE’O Propolis Genel Müdürü ve Gıda Yüksek Mühendisi Aslı Elif Tanuğur Samancı, aldıkları ödülle ilgili olarak şu açıklamada bulundu: “Anadolu arı ürünlerini bir dünya markası yapmak için 2013 yılından bu yana azimle çalışıyoruz. Yurt dışında BEE&YOU markamızla, 14 farklı ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz. Ham balın yanı sıra doğal besin içeriği ve biyolojik aktiviteleri korunmuş katma değeri yüksek, propolis, arı sütü, polen, arı ekmeği ve ayrıca arı ürünleri içeren %100 doğal karışımlar, tablet, damla, sprey, şurup ve kozmetik formunda ürünler üretiyoruz. Bu ürünlerimizi, Amerika, Güney Kore, Almanya, Hollanda, Belçika, Avusturya, İsveç, İngiltere, Fransa, Kıbrıs, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Yunanistan ve Suudi Arabistan’a ihraç ediyor ve Anadolu propolisini bir dünya markası yapma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. Bizi bu ödüllere layık görenlere çok teşekkür ederiz. Bu ödüller ile Anadolu’nun arı ürünlerinin değerini dünyaya anlatma yolculuğumuza çok daha emin adımlarla devam ediyoruz”.
Tüketici Artık Ham Balı Tanıyor!
Tanuğur, “Ham Bal, kovandan alındığı hali ile besin değeri korunmuş doğal baldır. Ham Balın tanımı bu yıl Türk Gıda Kodeksi Bal Tebliği’ne de girdi. Böylece hem sektörde hem de tüketicilerde bu konuda önemli bir farkındalık da oluştu. Ayrıca balın kristalleşmesinin (halk arasında balın katılaşması, donması olarak bilinir) doğal olduğu ibaresi de bu yıl tebliğe girdi. Bal, elde edildiği bitki kaynağına göre zamanla kristalleşebilir. Bu tamamen doğal bir olaydır. Balın kristalleşmesi balın tüketilmesine engel değildir. Sadece fiziksel bir değişimdir. Maalesef bu tamamen doğal olan olayı engellemek için, bazı bal paketleme firmaları balları aşırı ısıtarak (70-80 °C, 15-30 dk) ve ayrıca içindeki besin değerini sağlayan polenleri filtre ederek rafa gönderiyorlar. Burada da amaç balın kristalleşmesini önlemek ve balların uzun süre raflarda sıvı, berrak kalmasını sağlamak. Ama bu işlemler balın besin değerini azaltıyor. Tüketici bunları bilmiyor, rafta gördüğü bütün balları aynı işlemlerden geçmiş doğal bal zannediyor. Halbuki gerçek öyle değil. Tebliğe balın kristalleşmesinin doğal bir olay olduğu ve ayrıca ham bal tanımı girdiği için artık tüketiciler bu ayrımı yapabilecek. Ham bal pastörize edilmemiş ve içerisindeki polenler tutulacak şekilde filtre edilmemiş baldır. Sadece içerisindeki gözle görülebilen yabancı maddeler süzülür ve kavanozlanır. Böylece kovandan gelen besin değeri korunarak bal tüketicilere ulaştırılır. Ham bal besin değeri açısından en değerli baldır. Aslında balın doğru tüketimi bu şekilde olmalıdır. Ham bal yüksek sıcaklıkta ısıl işlem görmediği için doğal olarak kristalleşir yani donar. Ama balın bu hali ile tüketilmesinde hiçbir sakınca yoktur. Balın asıl şifasından yararlanabilmek için bal ham haliyle tüketilmelidir” dedi.
Sözleşmeli Arıcılıkla Ham Bal Üretiminde İlk Firmayız
Tanuğur, Türkiye’de ilk defa uyguladıkları sözleşmeli arıcılık yönteminden şöyle bahsetti “Firmamız, Türkiye’de ilk ve halen tek olan, arıcılık ve arı ürünleri sektörünün gelişmesine de katkıda bulunan, ‘Sözleşmeli Arıcılık Modeli’ ile çalışıyor. Bu model ile kontrollü koşullarda, kovandan sofraya izlenebilir üretim sağlıyoruz. Ekibimizde yer alan ziraat mühendisleri ve arıcılık uzmanlarının kontrolünde, Türkiye’nin farklı bölgelerindeki arıcılarla birebir çalışıyor, arıcılara eğitim ve malzeme desteği sağlıyoruz. Kovanların bulunduğu bölgeleri kontrol ediyor ve temiz bir çevrede, iyi arıcılık uygulamaları prensiplerine göre üretim yaptıklarından emin oluyoruz. Ayrıca ürettikleri ürünlere alım garantisi veriyoruz. Böylece arıcılarımız sadece yüksek verim ve kalite ile üretim yapmaya odaklanabiliyor. Şu anda Türkiye genelinde 4500 sözleşmeli arıcımız ve 500.000’i aşkın sözleşmeli arı kovanımız bulunuyor. Sözleşmeli arıcılarımızdan gelen propolis, arı sütü, polen, arı ekmeği ve ham balı, İstanbul Teknik Üniversitesi ARI Teknokent’te bulunan laboratuvarlarımızda analiz ediyor ve propolis için geliştirdiğimiz patentli Ar-Ge yöntemimiz ile özütleyerek inovatif katma değerli ürünlere dönüştürüyoruz. Ayrıca farklı bölgelerdeki arıcılarımızdan gelen ham ballarımızı, tüketicilerimize yöre ve bitki adı ile sunuyoruz. Böylece balın tadı ve kokusu da bölgeye ait çiçeklere has oluyor. Bugüne kadar ham bal çeşitlerimiz hem Dünya Arıcılar Birliği’nden hem de Londra Dünya Bal yarışmasından 4 ayrı ödüle layık görüldü. Tüm bu ödüller bizim için ayrı birer motivasyon ve gurur kaynağı.”