John Freely evinde Boğaziçi Üniversitesi’nde anıldı
Boğaziçi Üniversitesi, 150 yılı aşkın tarihinde, üniversitenin önemli dönemlerin tanıklık etmiş olan ve Nisan ayında 91 yaşındayken hayata veda eden fizik profesörü John Freely için bir anma töreni düzenledi. Törene, Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmed Özkan, Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri, Freely’nin ailesi, arkadaşları ve öğrencilerinden oluşan kalabalık bir topluluk katıldı.
Osmanlı tarihi ve İstanbul üzerine yazdığı onlarca kitapla ‘’İstanbul’un hafızası’’ olarak bilinen ve Boğaziçi Üniversitesi’nde uzun süre hocalık yapan fizik profesörü John Freely Boğaziçi Üniversitesi’nde düzenlenen törende anıldı. Törene Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Mehmed Özkan, aralarında Prof. Dr. Ayşe Soysal, Prof. Dr. Üstün Ergüder, Prof. Dr. Kadri Özçaldıran ve Prof. Dr. Sabih Tansal’ın da yer aldığı Boğaziçi Üniversitesi’nin önceki rektörleri, Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri, John Freely’nin ailesi, yakınları, arkadaşları ve öğrencileri katıldı.
11 Mayıs tarihinde, vasiyeti üzerine çok sevdiği İstanbul’da, Feriköy Protestan Mezarlığı’nda sonsuzluğa uğurlanan John Freely’nin anısına konuşmaların yapıldığı törene edebiyat ve akademi dünyasından Pınar Kür, Jale Parla, Hakan Erdem gibi isimler de katıldı.
Rektör Mehmed Özkan: İstanbul’un ve Boğaziçi’nin hafızasıydı
Uzun yıllar Boğaziçi Üniversitesi’nde görev yapmış, değerli öğrenciler yetiştirmiş Freely’nin kaybından büyük üzüntü duyduğunu belirten Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmed Özkan, “Adı üniversitemizle özdeşleşmiş bir hocamızı anmak için bugün buradayız. 1960 yılında Robert Kolej’de ders vermeye başlayan John Freely, Boğaziçi Üniversitesi’nin kuruluş yıllarının en önemli tanıklarından biriydi. Boğaziçi’nin hafızası da diyebileceğimiz Freely değerli bir bilim insanı olmasıyla birlikte gerçek bir İstanbul tutkunuydu. Freely her kesimden insanla dostluk kurabilen hümanizmi ve hiç dinmeyen araştırma merakıyla değerli birçok öğrenci yetiştirmiş, kıymetli bir bilim insanıydı. İyi bir fizikçi, iyi bir tarihçi ve gezgin olan Freely’i kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyiz. Aynı zamanda Freely hocamızın muazzam entelektüel mirasına sahip çıkmanın sorumluluğunu taşıyoruz. Üniversitemize hayat veren isimlerden biri olan Freely’nin anısını yaşatmak için eski YADYOK Binası’na John Freely adını veriyoruz” dedi.
Bina açılışında konuşan Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şevket Pamuk, “Yaşamının çoğunu Boğaziçi Üniversitesi’nde geçiren John Freely, Boğaziçi Üniversitesi’nin gelişimini burada yaşadı. Osmanlı – Türk tarihi üzerine kitaplar yazan Freely, üniversitenin en önemli değerlerinden biriydi. John Freely isminin ve temsil ettiği değerlerin Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşamasını temenni ediyorum” ifadelerini kullandı.
12 Mayıs 2017 Cuma günü Güney Kampüs Eski YADYOK Binası’nda John Freely anısına yapılan bina isimlendirilme töreninin ardından Albert Long Hall’da anma töreni gerçekleşti.
‘’Dünyayı dolaştı ama evi hep İstanbul oldu’’
Törende konuşan John Freely’nin kızı, yazar-çevirmen Maureen Freely babasının İstanbul’a, Boğaziçi Üniversitesi kampüsüne, buradaki dostlarına, öğrencilerine olan sevgisi ve bağlılığından söz ederek John Freely’nin son arzusunun buraya dönmek olduğunu anlattı.
Babasının olmak istediği insan haline burada geldiğini belirten Maureen Freely, rahatsızlığının ilerlemesine rağmen yaşamının son döneminde bile babasının hayata dair tutkusunun ve güncel olaylara ilgisinin sürdüğünü anlattı.
Boğaziçi Üniversitesi’nin eski rektörlerinden ve aynı zamanda Freely’nin öğrencisi olan Prof. Dr. Ayşe Soysal ise John Freely’nin akademik kariyerinde belirleyici rolünden bahsetti ve Freely sayesinde mühendislik eğitimini bırakıp fizik alanına yönelme kararı aldığını anlattı. John Freely’nin çok sayıda seyahat ve farklı ülkelerde yaşam tecrübesine rağmen ruhunu İstanbul’da bulduğunu vurgulayan Soysal, dünyadaki pek çok yer içinde asıl evinin İstanbul olduğunu belirtti. Boğaziçi Üniversitesi’nin eski rektörlerinden, siyaset bilimci Prof. Dr. Üstün Ergüder ise John Freely’nin Robert Kolej’den Boğaziçi Üniversitesi’ne devamlılığın simgesi olan bir isim olduğunu belirtti. Öğrencilerin bilimden kültür sanata önemli bir donanımla yetişmesinde Freely’nin büyük katkıları olduğunu ifade eden Ergüder, kitaplarının İstanbul’u tanımak ve öğrenmek isteyenler için eşsiz birer kaynak olduğunu belirtti.
John Freely Hakkında:
17 yaşındayken ABD’de deniz kuvvetlerine katılan ve II. Dünya Savaşı’nda Pasifik’te, Birmanya ve Çin’de komando olarak görev yapan Freely, savaştan sonra eğitimine devam ederek 1960 yılında New York Üniversitesi’nde fizik doktorasını tamamladı ve aynı yıl henüz 34 yaşındayken Robert Koleji’nde fizik öğretmenliği yapmak üzere İstanbul’a geldi. Freely, bir süre New York, Boston, Londra, Atina ve Venedik’te yaşadıktan sonra 1993 yılında akademisyen olarak Boğaziçi Üniversitesi’ne döndü. John Freely, sadece Boğaziçi Üniversitesi’nin değil İstanbul’a, Osmanlı ve Türk tarihine olan ilgisiyle de Türkiye’nin hafızası olmuş bir isimdi.
1960’lı yıllarda Yaşar Kemal, Aliye Berger, Ömer Uluç gibi Türkiye’nin önde gelen sanatçılarıyla da dostluk kuran John Freely’nin ilk kitabı Strolling Through Istanbul: A Guide to The City (İstanbul’u Gezmek İsteyenler İçin Bir Şehir Rehberi) 1972’de yayımlandı. Ömer Uluç’un “John, sen İstanbul’un hafızasısın’’ sözünü şehrin adım atılmadık yerini bırakmayarak sonuna kadar hak eden Freely’nin çoğu Osmanlı tarihi ve İstanbul üzerine, birçok dile de çevrilmiş 50’den fazla kitabı bulunuyor.