Arzu Kaprol: Moda, zamanın ruhunu kıyafetlerle ifade etme halidir
DYO’nun, AURA İSTANBUL (İstanbul Mimarlık ve Şehircilik Araştırmaları Akademisi) işbirliği ile gerçekleştirdiği, Türkiye’nin Renkleri ile “Renkli DYOloglar” söyleşi serisinin sekizincisi yapıldı. Farklı disiplinlerden isimlerin bir araya geldiği söyleşi serisinin bu haftaki konukları, Moda Tasarımcısı Arzu Kaprol ve Mimar-Tasarımcı Şebnem Buhara’ydı. Söyleşi, 23 Temmuz tarihinde DYO Boya’nın YouTube hesabından canlı yayımlandı.
Türk boya sektörünün köklü markası DYO, toplumun estetik ve entelektüel değerlerinin gelişimine katkıda bulunmaya devam ediyor. DYO’nun, AURA İstanbul işbirliği ile gerçekleştirdiği söyleşi serisinde konuşmacılar; gastronomiden seyahate, felsefeden edebiyata, arkeolojiden çağdaş sanata, müzikten mimariye, modadan tasarıma kendi disiplinleri içerisinde sahip oldukları özgün bakış açılarıyla “renk” kavramını düşündürücü bir şekilde yeniden tanımlıyor. DYO, proje kapsamında “Türkiye’nin Renkleri” olan çok değerli isimleri, YouTube üzerinden “Renkli DYOloglar” canlı yayın söyleşileriyle bir araya getiriyor.
TASARIM ÇOK FAZLA EMEK VE ÖZEN GÖSTERİLMESİ GEREKEN BİR İŞ
Serinin sekizinci canlı yayınında moda tasarımcısı Arzu Kaprol ile mimar-tasarımcı Şebnem Buhara moda, tasarım dünyasının arka planı ve işleyişi, tekstil teknolojileri, ekolojik tasarımları, doğayı ve renkleri içeren dolu dolu bir sohbet gerçekleştirdi.
Hayatının yüzde 99’unun tozlu kumaş topları ve atölyeler olduğuna dikkat çeken Arzu Kaprol, yaptığı işin muazzam bir emek ve özen gerektirdiğini dile getirdi. Kaprol ‘’Tasarımcının görevinin, bugünden daha sonraki bir anı yaratmak olduğuna inanıyorum. Tasarlanacak obje, ürün, kıyafet her ne ise onun daha iyisini yapma görevi için bu mesleği seçmiş olduğuma ve mesleğin de tanımının bu olduğuna inanıyorum. Bakış açım; daha iyi olanı, daha farklı olanı yaratmak. Bu benim yaşam biçimim, tasarım prensibim. Fütürist bir tasarımcıyım.’’ dedi.
TEK BİR BEYAZ TİŞÖRT ÜRETİMİNDE HARCANAN SU 2000 LİTRE
Giydiğimiz kıyafetlerle olan ilişkimizi çok önemsediğine değinen Kaprol; tekstil endüstrisinin dünyayı en çok kirleten ikinci büyük sektör olduğunu, giydiğimiz kıyafetlerin doğaya ve dünyaya bir bedeli olduğunu söyledi. Kaprol şu örneği verdi: ‘’Bir beyaz tişörtün üretilmesi için toprağa ekilen pamuktan itibaren ihtiyaç 2000 litre su. Giydiğimiz her beyaz tişört 2000 litre suya mal oluyor. Tüketici zihniyetiyle bir şeyleri almaya devam ettiğimiz sürece üreticiler bunu değiştirmeyecek.’’ dedi.
PANDEMİ SÜRECİNDE ÖN PLANA ÇIKAN RENK BEYAZ
İkili sohbetlerine renkler özelinde devam etti. Moda dünyasında zaman içinde her rengin kullanılabildiğini söyleyen Kaprol, renklerin duygularımızla ilişkisi olduğunu, modanın aslında zamanın ruhu ve bu ruhu kıyafetlerle ifade etme hali olduğunu belirtti. Kaprol ‘’O dönem neye dair bir şeylerin içinden geçiyorsak, onu kıyafetlerimizde, bedenimizde muhtemelen mekanlarımızda görmek istiyoruz.’’ diye konuştu. Yaşadığımız anda beyaz rengin bize iyi geldiğini ifade eden Kaprol ‘’Pandemi sürecinde bilinçaltımızda, temizlik, ferahlık, hijyen, hafiflik ve özgürlük duygusuna ihtiyaç var. Bu yüzden beyaz çok işe yarar” diye devam etti.
ŞEBNEM BUHARA: ‘KENDİ TASARIMLARIMDA HER TÜR RENGİ KULLANIRIM’’
Her yıl bir rengin moda olduğunu söyleyen Şebnem Buhara ‘’Mimarlıkta yılın rengi diye bir renk oluyor. Genele hitap ediyorsanız onu kullanıyorsunuz. Ben her tür rengi kullanıyorum. Kendi tasarımlarımda renksizliğe değer vermiyorum. Bana ilham veren ne varsa kullanıyorum. O yüzden her türlü yeni malzemeyi kullanmaya gayret ediyorum. Yaptığım işlerde daha rafine, daha sakin, detayın ve malzemenin iyi olmasını ön planda tutuyorum. Doğal malzemenin kullanıldığı, mümkünse geri dönüşümünün olduğu, doğa dostu, yeşilin korunduğu bir sistemi korumaya çalışıyorum.’’dedi.
‘’VİNTAGE MODASI 11 EYLÜL’DEN SONRA ÇIKTI’’
Tasarımcının var olduğu disiplin içerisinde, yaşadığı toplumun ve zamanın ruhuna dair gelmekte olanı hisseden anlamına geldiğini söyleyen Kaprol ‘’Her birimiz var olduğumuz disiplin içerisinde neyin gelmekte olduğunu ya da neyin yaşanmakta olduğunu kendi bildiğimiz disiplinle ifade ediyoruz. Yaşanan doğal ya da sosyoekonomik olayların, bir kültürel değişimin kıyafetler üzerindeki etkisi olarak mesleğime bakıyorum.’’ dedi ve bunun üzerine ilginç örnekler paylaştı. Kahverenginin kıyafetlerde tercih edilmediğini, fakat Juliette Binoche ve Johnny Depp’in oynadığı ‘’Çikolata’’ filminin vizyona girdiği yıl yayınlandığı ülkelerde kahverengi satışını yüzde 18 artırdığını söyledi. Bunun bir duyguyla ilişkilendirildiğini sözlerine ekleyen Kaprol, 11 Eylül saldırılarından sonra güven duygusuna ihtiyaçtan Vintage modasının doğduğunu anlattı.
Şebnem Buhara ve Arzu Kaprol, neden Türkiye’de tasarım yaptıklarından ülkemiz ve dünyadaki moda tasarımcılarının çalışma sistemlerine, nelerden ilham aldıklarından tasarımdaki önceliklerine kadar birçok konuya değindiler.
Her hafta DYO Boya’nın YouTube kanalından canlı yayımlanan söyleşilerde birbirinden değerli konuşmacılar, mimariden seyahate, dünya mutfağından sanata ve üzerinde yaşadığımız toprakların kültürel yapısının hayatımıza kattığı renklere kadar pek çok konuyu ele alıyor.