Ahu Özyurt; “İyi ve kötü yapan her şeyi mesleğim bana gösterdi”
Başarılı Gazeteci ve TV Sunucusu Ahu Özyurt, yaşadığı deneyimleri ve iş hayatına yeni atılan kadınlar için tavsiyelerini MAG Mart sayısı için verdiği özel röportajında anlatıyor…
Yirmi yedi yıllık gazeteci ve TV sunucusu Ahu Özyurt, vazgeçemediği prensiplerini herkese söz hakkı vermek, merhamet etmek ve merak olarak sıralıyor. İşinin en sevdiği yönünü “Dünyanın her yerinde, tarihe tanıklık etme şansım oldu. İnsanı iyi ve kötü yapan her şeyi mesleğim bana gösterdi. Çok çalışırsam dünyanın her yerinde işim olacağını öğretti” diyerek anlatan Özyurt iş hayatına yeni atılan kadınlara ise şu tavsiyelerde bulunuyor: “İş seçmesinler. Bilmedikleri işleri denemek ve yapmaktan, sormaktan korkmasınlar. Sabırlı olsunlar ve dedikodudan medet ummasınlar. Kulis yapmak, genç kadınların en büyük sıkıntısı. Bizim işimizde uzun soluklu olmak istiyorlarsa çok çalışsınlar ve dil öğrensinler.”
Sizi tanıyabilir miyiz?
Yirmi yedi yıllık gazeteci ve TV sunucusuyum. Boğaziçi Üniversitesi ve Columbia Üniversitesi’nde eğitim gördüm. Şu an Milli Savunma Üniversitesi’nde Güvenlik Çalışmaları alanında doktora yapıyorum.
Vazgeçemediğiniz prensipleriniz nelerdir?
Herkese söz hakkı vermek, merhamet etmek ve merak, vazgeçemediğim prensiplerim arasındadır.
İşinizin en sevdiğiniz yönü nedir?
Dünyanın her yerinde, tarihe tanıklık etme şansım oldu. İnsanı iyi ve kötü yapan her şeyi mesleğim bana gösterdi. Çok çalışırsam dünyanın her yerinde işim olacağını öğretti.
İş hayatına yeni atılan kadınlar için tavsiyeleriniz nelerdir?
İş seçmesinler. Bilmedikleri işleri denemek ve yapmaktan, sormaktan korkmasınlar. Sabırlı olsunlar ve dedikodudan medet ummasınlar. Kulis yapmak, genç kadınların en büyük sıkıntısı. Bizim işimizde uzun soluklu olmak istiyorlarsa çok çalışsınlar ve dil öğrensinler.
Kadınların iş hayatındaki yerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye iş insanı ve gazeteci olacak kadınlar için çok verimli ve iyi fırsatların olduğu bir ülke. Kadınlar dayanışmayı öğrenir ve birbirinin ayağını kaydırmaktan vazgeçerlerse yapamayacakları iş yok. Bilim kadınları, sanatın en başarılı isimleri, genç sporcular bunun en büyük ispatı. Bu ülkenin en büyük değerleri kimselere yaslanmadan yürüyenlerdir. Zayıf olana yardım eden ve bizi buralara getiren Atatürk’ü unutmayanlar eninde sonunda başarılı olur. Türkiye’de kadınlar çalışma hayatında yer aldıkça kendilerine güvenleri artıyor. Çalışan annelerin çocukları daha analitik ve becerikli yetişiyor. Girişimci kadınlar, küçük işletmelerde bile olsa evlerine ekmek götürmenin gururunu yaşıyor ve bu ailedeki mutluluğa çok büyük hizmet ediyor. Türkiye’de çalışmayan çok kadınımız var. Refah ve iyi bir ülke olabilmemiz ve gençlerin ülkelerinde kalmaları için kadınların daha çok çalışması gerekli.
Çağdaş kadını tanımlar mısınız? Çağdaş kadın hangi özelliklere sahip olmalı?
Çağdaşlık dünyanın geldiği noktada biraz muğlak bir tanım. Bana kalsa, kendi parasını kazanıp, yatırım yapabilen, çevresindeki ihtiyaç sahiplerine yardım eden, çevreyi koruyan ve bunun sonucu olarak da az tüketen kadındır.
Çantaya, kıyafete bilinçsizce verilen para kadar acıdığım şey yok. Cemiyet hayatımızda boy gösteren çağdaş kadınlarımızın bir cilt bakımı parasıyla doğuda bir kız çocuğu bütün bir sene okur. Bu ülkede derin ve acı bir yoksulluk var. Çağdaş kadının görevi, bu ülkeden aldığını yine bu ülkenin çocuklarına vermektir.
Kadınlar iş hayatında ne gibi zorluklar ile karşılaşıyor? Kendi sektörünüzde yaşadığınız deneyimlerden ve gözlemlerden bahseder misiniz?
İşimizdeki en temel ve değişmeyen zorluk, kadınların ekran önünde veya arkasında emekçi olması. Karar verme aşamalarında, yönetim kademelerinde, yeterince yükselmesine izin verilmemesidir. Biz Woman TV’de bunu kısmen kırmak ve başarılı örnekleri daha fazla
görünür yapmak için uğraştık. Hala da uğraşıyoruz ama bizim bile kanalımızda nihai kararı erkekler veriyor. Bu da benim derdim.
İş ve sosyal hayat arasındaki dengeyi nasıl koruyorsunuz?
İşim hayatımın çok önemli bir bölümünü kapsıyor. Sosyal hayat hafta sonu dinlenmesi, ailemle vakit geçirmek, konserlere katılmak, vakit oldukça seyahat etmekle sınırlı. Bu dönemde özellikle akademik çalışma da yaptığım için yoğun ders çalışıyorum. Bu durumdan hiç şikayetçi değilim. Öğrenci olmayı çok severdim, hala da seviyorum. Tez aşamasına geldiğim için artık daha çok okumam ve yazmam gerekli.
Çalışmanın ve üretmenin size neler kazandırdığını düşünüyorsunuz?
Çalışmak bana hep iyi insanları tanıma fırsatı verdi. Bu ülkede, başka ülkelerde insanların nasıl benzer kaygıları ve mutlulukları olduğunu gördüm. Büyük Atatürk ve silah arkadaşlarının, muhteşem insanlar olduğunu her gün yeniden görüyorum. Dünyanın gittiği kaosun içinde bu ülkede müthiş ve sağlam temeller atmışlar ki, kimse kolay kolay yıkmaya cesaret bile edemez.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü dünya genelinde ne gibi bir farkındalık yaratıyor?
Dünya Kadınlar Günü, dünyanın her yerinde yürüyüşler ve güçlenme ile kutlanıyor. Kadın hakları için hayatını kaybeden öncü kadınlar anılıyor. Türkiye’de de son yıllarda özellikle gece yürüyüşü ile büyük bir güç kazanıldı. İstiklal Caddesi’nde yapılan yürüyüş dünyanın her yerinde hayranlıkla izlenen bir anma ve kutlamaya dönüştü. Türkiye, kadın hareketi için çok önemli bir merkez haline geldi. Biz de bunun bir parçası olmaktan mutluyuz.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü için mesajınız var mı?
Asla Yalnız Yürümeyeceksin!