DOLAR 34,5364
EURO 36,0338
ALTIN 3007,701
BIST 9549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

    VBKY’nin yeni kitabıyla 21 Kedide Sanat Tarihi Yolculuğu

    VBKY’nin yeni kitabıyla 21 Kedide Sanat Tarihi Yolculuğu
    04.03.2020
    A+
    A-

    VakıfBank Kültür Yayınları’nın Türkçe’de ilk kez yayımladığı “21 Kedide Sanat Tarihi” isimli kitap, okuru sanat tarihinde sıra dışı bir yolculuğa çıkarıyor. Bunu yaparken akımlar ve sanatçılarla ilişkilendirilerek tasarlanan kedileri kullanıyor.

    VakıfBank Kültür Yayınları’nın (VBKY) okurla buluşturduğu “21 Kedide Sanat Tarihi” adındaki kitapta, tarih boyunca birçok kültürde simgeleştirilen kedilerin sanatçıların atölyelerinde yer almalarına ilişkin bilgiler veriliyor. Sanat akımlarının nasıl ortaya çıktığının ve sanatçıların nelerden etkilendiğinin aktarıldığı kitabın illüstratörlüğünü Nia Gould, Türkçe çevirisini Ebru Berrin Alpay yaptı.

    Bizans’ta amaç ruhani atmosfer

    Kedilerle Antik Mısır’da başlayan sanat tarihi yolculuğu, günümüzden birkaç yıl öncesinin Genç Britanyalı Sanatçılarına kadar devam ediyor. Kitabın sonunda ise sanatçıları ve akımları bir bakışta özetleyen bir zaman çizelgesi bulunuyor.

    Kara kedi Antik Mısır’da yeniden do­ğuşu simgelerdi. Bizans sanatında kedi şımartılır, dahası ilahlaştırılırdı. Yüzler ciddi ifadeler ve abartılı fiziksel özelliklerle betimlenirdi. Figürün aslını yansıtmak amaçlar arasında bulunmazdı. Kitapta bunun nedeninin, sanatçıların konularını dünyeviden ziyade ruhani bir atmosfer içine yerleştirmek istemelerinden kaynaklanması olarak ifade ediliyor.

    Rönesans’ta gerçeğe yakınlaştı

    Sanat, bilim, edebiyat ve felsefe tarihinin yükseliş dönemi Leonardo da Vinci ve Johannes Vermeer gibi büyük sanatçıların yaşadığı Rönesans’tı. Realizmi temel alan Rönesans sanatında insanın veya kedinin gerçeğ­e en yakın şekilde resmedilmesi, dini imgelemden çok daha önemli bir konumdaydı. Michelangelo ve Tiziano gibi sanatçılar da söz konusu geleneksel eğ­ilimlerden uzak durdu, bunun yerine formları üç boyutlu göstermek adına yeni teknikler kullanmayı tercih etti.

    Picasso tuhaf bir bakış açısıyla resmederdi

    Kübizm, 20’nci yüzyılın başında ortaya çıktı­ ve sanat dünyasında büyük bir kargaşa yarattı. Kitapta, “Kübist sanatçılar perspektif, ton ve renklerden yararlanarak bir derinlik algısı oluşturmaya çalışmak yerine konularını, geometrik şekilleri beklenmedik düzenlerde bir araya getirerek aynı anda birkaç farklı açıdan gösterdi” deniliyor. Picasso’nun da sıklıkla resmettiği kedi formlarını tuhaf bakış açılarından gösterdiği ve en ünlü Kübist olduğu söyleniyor.

    Kahlo: Çıplak gerçeklikle fantastik unsurlar iç içe

    Kitapta, Büyülü Gerçekçilik üslubunun en iyi bilinen uygulayıcılarından birinin Frida Kahlo olduğunun bilgisi veriliyor. Onun, ola­ğan ve ola­ğanüstü dünyaların kesiştiğ­i noktada, var olduğ­unu hissettiğ­i simgesel bir gerçekliğ­i temsilen, çıplak gerçeklikle fantastik unsurları buluşturduğu ifade ediliyor: “Franz Radziwill ve Alberto Savini gibi di­ğer sanatçılar ise işlerini, nesneleri birbirlerine akla gelmeyecek ilişkilerle bitiştirerek, mekânı bükerek, alegori ve sembollere başvurarak üretti.”

    Warhol ve tüketim kültürü

    1960’lı yıllarda akım haline gelen Pop Art’ın sanatçıları eserlerinde serigrafi gibi mekanik teknikler kullanırken reklamlar ve çizgi romanlardan beslendi: “Pop Art’ın saygısızlığ­ı, kadim sanat dünyasının bekçilerini çileden çıkardıysa da, bu akım kamuoyuna, sanatın ne olabileceğ­ine dair yepyeni ve özgürleştirici bir bakış açısı sundu… Andy Warhol serigrafilerinde fosforlu renklerden sıkça yararlanarak aynı imgeyi sayısız kez çeşitli kontrast renklerle bastı. Bu yapıtları, seri üretim ve çağ­ın tüketim kültürüyle ilgili görüşünü yansıtıyordu.”

    YORUMLAR

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.