DOLAR 34,5472
EURO 36,0338
ALTIN 2999,473
BIST 9477,8
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

    ÇATIDER: “Depreme; Temelden Çatıya Topyekün Hazır Olmalıyız”

    ÇATIDER: “Depreme; Temelden Çatıya Topyekün Hazır Olmalıyız”
    29.02.2020
    A+
    A-

    Çatı Sanayici ve İş Adamları Derneği (ÇATIDER) Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Şenal, “Büyük bölümü fay hatları üzerinde yer alan Türkiye’nin depreme her an hazır olması gerekiyor. Özellikle son dönemde Elazığ, Manisa ve Van bölgelerinde yaşadığımız depremler bir an önce önlem almamız gerektiğini hatırlatıyor.  Büyük acı ve kayıplar yaşamamak için depremi hayatımızın bir parçası olarak kabul etmeli ve gereken önlemleri eksiksiz olarak almalıyız. Yapıların tüm bölümleri gibi çatıların da standartlara uygun yapılması, deprem sırasında hayati önem arz ediyor. Çatıların uzman kuruluşlar tarafından kontrol edilmesini tavsiye ediyoruz” dedi.

    Çatı Sanayici ve İş Adamları Derneği (ÇATIDER) Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Şenal, Türkiye’nin birçok bölgesinde meydana gelen depremlerin uyarı olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, “Depreme karşı temelden çatıya her an hazır olmalıyız. Son dönemde  Elazığ, Manisa ve Van bölgelerinde yaşanan deprem ve artçıları da Türkiye’nin deprem kuşağında olduğu gerçeğini tekrar hatırlatıyor. Elazığ ve Manisa depremleri sonrası şiddeti 4’ün üzerindeki deprem sayısı 65‘e ulaşmış durumda” dedi.

    Çatı deprem anında yapının hayati unsurlarından biri

    Depremlerde en az can kaybının yaşanması için önlemler alınması gerekliliğini bir kez daha hatırlatan Şenal, şunları söyledi:

    “Depremi önceden tahmin edecek bir teknoloji halen mevcut değil. Bu nedenle kalıcı deprem önlemleri almak hem can hem de mal güvenliğimiz için hayati önem taşıyor. Yapının en önemli bölümlerinden biri olan çatının dayanıklılığı, depremde hayat kurtaran veya ölüm risklerini azaltan bir unsur haline gelebilir. Ülkemizde milyonlarca yapıda standartlara uygun olmayan çatı bulunduğunu öngörüyoruz. Büyük bölümü geleneksel uygulama metotları ve malzemelerle yapılan bu çatılar, depremde oluşabilecek riskleri artıracak unsura dönüşebilir. Deprem anında güvende olabilmemiz için yapıların temelden çatıya kadar her bölümünün dikkatli projelendirilmesi ve inşa edilmesi gerekiyor.”

    Çatıların üzerindeki plansız yüklere dikkat!

    Çatılarda plansız şekilde yerleştirilen çanak anten, su deposu gibi yüklerin büyük risk yaratabileceğini de sözlerine ekleyen Şenal, şöyle devam etti:

    “Çatılarımızın çoğuna su depoları, çanak antenler, sıcak güneş enerjisi ısıtıcıları, baz istasyonları konuluyor. İzinsiz ve bilgisizce yapılan bu ilaveler, rüzgar, fırtına, deprem gibi olağanüstü hallerde üzerinde bulundukları yapı ve çevredekiler için ciddi risklere sebep olabiliyor. Çatının böyle sistemleri taşımadığı görüldüğünde tedbir alınmadan çatı üzerine ilave yükler konulmamalıdır. Elazığ depreminde çatı yangını çıktığını gördük. Baz istasyonu dolayısıyla çıkan yangın düşündürmelidir.

    Türkiye’de çatılar sadece düşey kuvvetler göz önüne alınarak, uzman olmayan kişiler tarafından yapılabiliyor. Depremdeki yatay yükleri karşılayan çapraz bağlantıların çatı, kolon, makas düzlemlerinde yapılmaması veya eksik yapılması deprem anında hasar ve yıkımlara sebep olabilir. Ayrıca çatılarda çalışacak kişilerin çatı sistemleri, çatı yapımı ve teknikleri, yüksekte çalışma ve iş güvenliği konularında eğitimleri ve sertifikaları olmalı, sosyal sigortalar ile ilgili güncel mevzuata uyulmalıdır. Yapılan iş her safhasında çatı konusunda uzman bir teknik eleman tarafından kontrol altında tutulmalıdır. “

    Renovasyona önem vermeliyiz

    Yaşlı olmayan yapı stoğuna sahip belli bölgelerde ilk planın yıkım olmaması gerekliliği üzerinde duran Şenal, şöyle konuştu:

    “Kentsel dönüşüm planının genç yapı bloğunda çeşitli şekillerde uygulanabilir olması gerekir. Yapıların yıkılıp yeniden yapılması yerine yapının korunabilir kısımları bırakılarak, önümüzdeki yıllarda ihtiyaçları karşılayacak şekilde yenileme yapmak gerekir. Çeşitli tekniklerle yüzde 100 olmasa bile buna yakın bir oranda mevcut binaları depreme dayanıklı hale getirmek mümkün. Bu yıkıp yeniden yapmakla, güçlendirmenin maliyetini karşılaştırarak karar vermek gerekiyor. Genelde sadece taşıyıcı sisteme müdahale edildiği için yeniden yapım maliyetinin yüzde 20-30’u düzeyinde kalıyor. Dünya genelinde yaygın kabul, bu oranın yüzde 40’a kadar olması durumunda güçlendirmenin tercih edilmesi. Ağır hasarlı olan binalar da ise genelde niteliksiz malzeme ve uygulama ile taşıyıcı eleman donatılarının korozyona uğrayarak etkili kesitlerin küçülmesi sonucu betonda çatlama-dökülmelere sebep olmasını görüyoruz. Oysa ilgili kuralara uygun projelendirilip inşa edilmiş bir binanın ömrü çok daha uzun olacaktır.”

    YORUMLAR

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.