Yüksek Mimar Emel Balcı: “Ev perakende sektörü ekonominin lokomotifi olacak”
Yurt dışında yaygın olarak uygulanan dekorasyon yöntemi olan ‘TOUCHING’in (Mimari Dokunuş) 3 yıldır Türkiye’deki öncüsü ve uygulayıcısı olan Yüksek Mimar Emel Balcı özellikle son 5 yıldır hızlı büyüyen kategori olan perakende girişimciliğinin hızla büyüdüğü alanlardan birinin de “ev perakendeciliği” olmaya başladığına dikkat çekiyor.
Bugün organize perakendecilik adı altında değerlendirilen bu kulvarın Gayri Safı Milli Hasıla (GSMH) içinde yarattığı payın 350 milyar dolara yaklaştığını belirten Emel Balcı, “Ev perakende sektörü ekonomik krizin en etkin olduğu yıllarda bile yüzde 6 büyüyerek, belki de istihdamını azaltmayan, hatta artıran tek sektör oldu. Sektör öylesine dinamik ve yeni girişimlere açık ki bu alana ilk giren rakiplerine epeyce bir fark atıyor ve pazarı domine eden şirket oluyor.” Dedi.
Özellikle son 5 yıldır hızlı büyüyen kategori olan elektronik gibi perakende girişimciliğinin hızla büyüdüğü alanlardan birinin de ev perakendeciliği olmaya başladığını söyleyen Yüksek Mimar Emel Balcı, ev perakendeciliğinde son birkaç yıldır sessiz ve derinden çalışan ve bugün gelinen noktada pazarı domine edebilen şirketlerin ortaya çıktığını belirtti. Balcı, mutfak, banyo ve ev dekorasyonu ile ilgili binlerce çeşit ürünü satan bu uzmanlaşmış mağazaların, artık ABD ve Avrupa’da olduğu gibi Türkiye’de de geliştiğini dile getirdi.
Ev perakendeciliği sektörünün her yönüyle hem istihdam yaratan hem de tedarikçilere fırsatlar sunan bir sektör olduğunu ve hızla gelişeceğini belirten Balcı, konuyla ilgili şunları söyledi:
“Bauhaus, Koçtaş, Praktiker gibi yapı marketlerin önünü açtığı bu pazara daha sonra isveçli IKEA damgasını vurdu. Türkiye’de artık evler de değişmeye başladı. Evler, genişledikçe yaşam kültürü de değişti. Hem yeme-içme, hem de dekorasyon alanındaki bu açığı dolduran ev perakende mağazaları, tüketicilerin yoğun ilgisiyle karşı karşıya. Bu alanda faaliyet gösteren şirketler, hem mağaza sayılarını artıyor hem de doğal olarak istihdamlarını. Türkiye’de sadece elektrikli ev aletleri ve mutfak ürünleri pazarının 10 milyar dolar olduğu belirtiliyor. Bu şirketlere mal tedarik eden üreticilerin de iş hacimleri artıyor, ithalatçıların da. İnanıyoruz ki, geniş bir iş hacmi sağlayan bu alan, tıpkı elektronik perakendeciliğinde olduğu gibi büyük bir hızla gelişecek.”
Ev perakendeciliği konusunda da ABD’nin hem hızlı tüketim toplumu olması hem de fiyatların Avrupa’ya göre daha uygun olması nedeniyle bu alanda uzmanlaşmış durumda olduğunu ve ev perakendeciliğinin lideri olduğunu belirtti.
ABD’ye sık sık seyahatler yapan Balcı, “ABD’de Türkiye’ye göre evler de büyük olduğu için çok fazla tüketim var. Tekrar ürün satm alma oranı çok yüksek. ABD’de perakendecilik sadece şehir içlerinde değil, şehir dışlarında da çok yaygın. Yatırımcıların metrekare sorunu yok. Bilindiği gibi Avrupa ve Türkiye’de perakende hep şehir merkezlerinde dönüyor. Şehir merkezlerindeki en büyük sorun metrekare. ABD’de ise şehir merkezleri dışında açık arazilerde de perakendecilik yapılıyor. Bir başka açıdan, insanların hayatında araba temel öğe. Temel öğe olduğu için her yere arabayla da gidiyorlar. Tüm bu imkanlar ev perakendeciliğinin liderini ABD yapmış durumda” dedi.
Yüksek Mimar Emel Balcı “ Türkiye’de Ev Perakendeciliği Son 5 Yılda Çok Gelişti”
Türkiye’de ev perakendeciliği pazarını yaşam tarzının belirlediğini belirten Balcı, “Türkiye’de ev perakendeciliğinin gelişimi ise son 5 yıldır söz konusu. Artık evlerimiz değişiyor. Eskiden sadece misafire açılan salonlarımız, artık dev TV ekranlarının yer aldığı geniş oturma salonlarına dönüştü. Yine eskiden sadece 2-3 kişinin birlikte yemek yiyebildiği dar mutfaklarımız da birer yaşam alanı haline gelmeye başladı. Hatta mutfaklarımız salonlarımızla birleşti. Banyolar yine çok genişledi.” Dedi.
Ev perakendesinin cirosunun ise elektronik, beyaz eşya, mobilya, mutfak aksesuarları, yapı marketler ve ev tekstili ile birlikte 150 milyar dolarlık bir hacme ulaştığını söyleyen Balcı, İstanbul perakende sektörünün, Moskova ve Chengdu gibi doymuş kabul edilen şehirler ile karşılaştırıldığını belirtti.