Türk insanının yüzde 55’inin hala deprem hazırlığı yok
- Türk insanı yüzde 63 oranla en çok depremden korkuyor… Gençlerde bu korku daha az; kadınlarda ise daha çok
- Türk insanının yarısına yakını, evinin hasar göreceğini ya da yıkılacağını düşünüyor
- Buna rağmen Türk insanının yüzde 55’inin hala deprem hazırlığı yok…
- Acil durum toplanma alanları bilgisi uyarı veriyor
- AKUT seminerlerine katılanların farkındalığı daha yüksek
- AKUT, en fazla bilinen arama, kurtarma ve yardım sivil toplum kuruluşu
Ülkemizin en önemli afetlerinden 1999 Marmara Depremi’nin 20. yılı yaklaşırken, bu afetteki rolüyle ülke gündemine giren AKUT’un, “Deprem Farkındalık ve Bilinçlendirme Araştırması”nın sonuçları önemli mesajlar içeriyor.
Türk insanı en çok depremden korkuyor
Türkiye temsili olmak üzere 26 il ve istatistiki bölgede, Xsights Araştırma ve Danışmanlık şirketi işbirliğiyle gerçekleştirilen araştırmada, Türk insanının afetler arasında en çok depremden korktuğu bulgulandı (%63). Araştırmada, depremi sırasıyla; yüzde 21 ile “yangın”, yüzde 8 ile “sel, su taşkınları”, yüzde 3 ile “toprak kaymaları-kaya düşmeleri” takip etti. Diğer tüm afetlerden korkulma oranı toplam yüzde 1 çıkarken, katılımcıların yüzde 6’sı hiçbir doğal afetten korkmadıklarını belirtti.
Buna rağmen Türk insanının yüzde 55’inin deprem hazırlığı yok…
Olası bir depreme karşı hazırlık durumunun sorgulandığı bölümde katılımcıların yüzde 55’inin, “herhangi bir hazırlığının olmadığını” belirtmesi, araştırmanın uyarı mahiyetindeki sonuçlarından biri oldu. Bu oranı, yüzde 21 ile “ilkyardım eğitimi aldım”, yüzde 19 ile “evimi sigorta yaptırdım” ve yüzde 12 ile “acil durum çantası hazırladım” cevapları izledi.
Türk insanının yarısına yakını, evinin hasar göreceğini ya da yıkılacağını düşünüyor
AKUT’un araştırmasına katılanların yüzde 43’ü olası bir depremde “evlerinin hasar göreceğini- yıkılacağını düşünürken”, yüzde 32’isi bir “hasar-yıkılma beklemiyor”. Bu konuda her 4 katılımcıdan 1’i ise kararsız.
Evde güvenli bir alana saklanmak ilk sırada
Araştırmanın önemli amaçlarından birisi de, katılımcıların, deprem anında “ilk yapılacak şey” konusundaki düşüncelerinin ortaya konmasıydı. Araştırma sonuçlarında yüzde 38 ile “evde güvenli bir alana saklanmak” birinci sırada yer aldı. Bunu sırasıyla yüzde 23 ile “hemen evden dışarı çıkarım”, yüzde 22 ile “çocuğumun yanına giderim” ve yüzde 13 ile “hiçbir şey yapmam” yanıtları takip etti. Bu bölümün en dikkat çekici bulgusu düşük gelir grubunun ve 55 yaş üstünün oldukça yüksek bir oranda “hiçbir şey yapmam” yanıtını vermesi oldu.
AKUT seminerlerine katılanların bilinci yüksek
Araştırma sonuçlarında, AKUT’u bilenlerin, bilmeyenlere göre daha hazırlıklı olduğu gözlendi. Bu alanın ilginç sonuçlarından birisi de, AKUT seminerlerine katılanlararasında “evini sigorta yaptıranlar” ve “binalarının deprem dayanıklılığını kontrol ettirenlerin” anlamlı olarak fazlalığı oldu. İlk yardım eğitimi bölümünde ise katılımcıların yüzde 48’i “eğitim almayı düşündüğünü” belirtti.
Recep Şalcı: Toplum olarak en çok depremden korkuyoruz ancak yeterli hazırlık düzeyine ulaşmış değiliz.
Başta deprem ve diğer doğal afetler olmak üzere, tüm arama-kurtarma faaliyetleriyle ilgili toplumsal bilinç ve farkındalık düzeyini yükseltmeyi, her zaman için arama kurtarma çalışmalarının kendisi kadar önemsediklerini belirten AKUT Başkanı Recep Şalcıaraştırma sonuçlarıyla ilgili şunları söyledi: “Büyük Marmara Depremi’nin üzerinden dile kolay 20 yıl geçti ama maalesef hala hem en çok depremden korkuyoruz hem de insanımızın yarısından fazlasının deprem hazırlığı yok. Türkiye temsili bilgileri içeren araştırma sonuçları başka açılardan da dikkat çekici. Hiçbir zaman amacımız acıları hatırlatmak değil; daha fazla önlem alınması için farkındalık yaratmak. Bireysel bilinçlenmeye çok daha fazla ihtiyacımız var. Aslında yapacağımız şeyler çok zor değil. Binalarımızı sağlam yapacağız, sağlam olmayanları güçlendireceğiz, deprem sırasında ve sonrasında ne yapmamız ve yapmamamız gerektiğini bileceğiz. Farkında olma, kendimizi, çocuklarımızı ve çevremizi bilinçlendirmeyle bu büyüklükte bir acı yaşama riskimiz azalır”.
Acil durum çantasında “su” üçüncü sırada çıktı
Katılımcıların “acil durum çantasında” bulundurdukları materyaller konusunda yüzde 53ile ilk sırayı “el feneri” aldı. El fenerini, yüzde 48 ile “kuru yiyecekler, bisküvi, konserve”, yüzde 42 ile “su” ve yüzde 34 ile “sargı bezi” izledi.
Acil durum toplanma alanları bilgisi uyarı veriyor
Araştırmanın belki de en önemli sonuçlarından birisi, katılımcıların yüzde 58’inin yaşadıkları bölgede “acil durum toplanma alanı olmadığını” belirtmeleri oldu. Böyle bir alanın olduğunu belirtenler ise yüzde 21’de kaldı. Geriye kalan yüzde 21’lik kesim ise toplanma alanına yönelik bilgilerinin olmadığını belirtti. Ayrıca bölgesinde acil durum toplanma alanı olanların yüzde 23’ü de, bu alanların yerini bilmiyor. Önemli bir ayrıntı olarak AKUT Deprem Bilinçlendirme seminerlerine katılanların, toplanma alanlarının yerini daha fazla bildikleri dikkat çekti.
Hayat Üçgeni Metodu bilinmiyor
Deprem anı pozisyon alma konusunda en önemli yöntem olan “Hayat Üçgeni” “Yat-Korun Tutun” metodunu katılımcıların yüzde 79’unun bilmemesi araştırmanın üzerinde önemle durulması gereken sonuçlarından birisi oldu. Bu metodu bilenler arasında kadınlar ve 55 yaş üstü bireyler daha yüksek bir orana sahip.
AKUT en fazla bilinen arama kurtarma ve yardım sivil toplum kuruluşu çıktı
AKUT’un toplum arasında bilinirliğinin de değerlendirildiği araştırmada kurum, en fazla anımsanan STK çıktı. AKUT her 2 katılımcıdan birisi tarafından biliniyor. AKUT’un faaliyetlerinin bilinirlik oranları ise şöyle sıralandı: “Deprem arama kurtarma (yüzde 91)”, “Enkaz arama kurtarma (yüzde 71); “Doğa arama kurtarma (yüzde 63); “Dağ arama kurtarma (yüzde 61); “Kentsel arama kurtarma (yüzde 43)…
23 yıl içinde, sadece Türkiye’de değil, büyük afet yaşamış birçok ülkede, 2879 operasyonda yardıma koşan AKUT, 2657 kişiye yeniden umut ışığı oldu, 1277 hayvanın kurtarılmasını sağladı.
İşbirliği yapılan şirket: Xsights Araştırma ve Danışmanlık
Türkiye temsili araştırma, 26 il ve istatistiki bölgede (İstanbul, Tekirdağ, Balıkesir, İzmir, Aydın, Manisa, Bursa, Kocaeli, Ankara, Konya, Adana, Antalya, Hatay, Kırıkkale, Kayseri, Samsun, Zonguldak, Kastamonu, Trabzon, Erzurum, Ağrı, Malatya, Van, Gaziantep, Şanlıurfa, Mardin), 18 yaş üstü 1500 kişiyle, IBBS 2 kapsamında ve CATI (Bilgisayar Destekli Telefon Görüşmesi) yöntemiyle gerçekleştirildi.