DOLAR 34,5424
EURO 36,0063
ALTIN 3005,886
BIST 9549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

    İşe alım sürecinde duygusal zeka öne çıkıyor

    24.07.2019
    A+
    A-

    bcc Turkey‘in Kurucu Ortağı, Endüstri Mühendisi ve Genos Duygusal Zeka Mentoru Cem Atat, işe alım firması Robert Half UK tarafından İngiltere’de 400’den fazla firmanın genel müdürüyle yapılan araştırmaya göre her dört (%25) iş liderinden birinin işe alım sürecinde duygusal zekanın (EQ) eksik değerlendirildiğini belirttiğini kaydetti. Ancak ankete katılan işletmelerin çoğunluğunun (%60) duygusal zekanın çalışanlar açısından çok önemli bir beceri olduğunu bildirdiğini ifade eden Atat, Dünya Ekonomik Forumu raporuna göre de EQ’nun 2020 yılında iş dünyasında ilk 10 beceri arasında yer aldığının altını çizdi.

     

    Teknik beceriler kadar önemli

    EQ’nun şirketler için giderek daha önemli hale gelmesinin, iş liderlerinin teknik becerilerden daha fazlasına sahip çalışanlar aramalarından kaynaklandığını söyleyen Atat, günümüzde iş liderlerinin hızla değişen ve belirsiz iş ortamıyla baş edebilmek ve verimli bir iş ortamı kurmak için duygu zekasına yönelik becerilere daha fazla önem verdiğini dile getirdi.

    Çalışmada ayrıca yüksek duygusal zekaya sahip çalışanları işe almanın yararlarının da belirlendiğini söyleyen Atat, “’İş liderleri temel faydalar olarak artan motivasyon ve moral (%46), gelişmiş liderlik (%45) ve takımlar arasında daha iyi işbirliğine (%37) atıfta bulundu. İngiltere’de işletmelerin sadece %4’ü yüksek bir EQ’nun iş için ek yarar sağlamadığını ileri sürüyor. Öte yandan, yöneticilerin yarısından fazlası işe alım sürecinde EQ’ya gereğinden az önem verildiğini iddia ediyor. %54’ü EQ’ya ‘ucu ucuna’ yeterli olacak kadar önem verildiğini belirtiyor” dedi.

    Doğru ekibin mayası duygusal zeka

    İşletmelerde beceri boşluklarının belirlenmesi ve doğru yeteneklerin yerleştirilmesinin günümüzün rekabetçi istihdam ortamında uzun vadeli başarı için büyük önem taşıdığını vurgulayan Atat, bunun için işletmelerin potansiyel adaylardan bekledikleri beceri ve nitelikleri önceliklendirmeleri gerektiğini söyledi. Kuruluşların zaman zaman yönetici havuzları için değerlendirme merkezlerinde psikometrik testler kullandığını, ancak EQ için test yapmadıklarını söyleyen Atat, “Organizasyonlarda çalışanların dışa dönük veya içe dönük olup olmadığına bakılıyor. Ancak hiçbiri bir adayın insanlarla iyi ilişkiler geliştirip sorun çözücü becerilerle ortaya çıkıp nasıl verimlilik yarattığıyla fazla ilgilenmiyor. Oysa verimli bir iş ortamı için öncelikle doğru ve uyumlu bir ekip oluşturmak gerekli. Bunu gerçekleştirmek için kilit faktör bireylerin yüksek duygusal zekaya sahip olmaları” görüşünü ileri sürdü.

    Sağlıklı ölçüm teknikleriyle EQ değerlendirmesi yapmanın mümkün olduğunu belirten Atat, “Kurumların çoğu pazarların aşırı rekabetçi olması ve kimi zaman nitelikli personel azlığı nedeniyle işe alım sürecinde duygusal zekaya yeterli önemi vermiyor. Ancak IQ, iş geliştirme ve sürdürülebilirlik açısından yeterli ve gerekli tek nitelik değil. Çünkü günümüzün iş dünyasında çok sayıda belirsizlik söz konusu ve çalışanlar da iş güvencesi konusunda endişeli. EQ sahibi yöneticileriniz yoksa vizyonunuz daima bulanık kalır” dedi.

    Duygusal zeka birkaç soruyla belirlenebilir

    İşe alım sürecinde potansiyel adaylarla mülakat yapan yöneticilerin bilmeleri gereken birkaç soruyla karşısındaki kişinin duygusal zekası hakkında bilgi sahibi olabileceğini söyleyen Atat, bu soruların, “Eğer aday bir başarısızlıktan söz ediyorsa yorumu kişisel sorumlulukla ilgili bir farkındalık içeriyor mu, yoksa sadece başkalarını mı suçluyor?”, “Eleştiriyle başetme söz konusu olduğunda savunmacı olmak ve mazeret üretmekten ziyade herhangi bir eksikliği kabul edebiliyor mu?”, “Adaylar sıcak problemlerle karşılaştıklarında bu sorunları ekiple birlikte nasıl çözdüklerini anlatabiliyorlar mı, yoksa yanıtları bireysel eğilimli mi?”, “Başarısını takım başarısı olarak görüyor mu?”, “Adaylar işin yanı sıra birlikte çalışacakları kişilerle de ilgileniyor mu, yoksa bir kayıtsızlık mı hissediyor?” soruları olduğunu söyledi.

     

    YORUMLAR

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.