DOLAR 34,5424
EURO 36,0063
ALTIN 3005,886
BIST 9549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

    IBF 1. Türk-Arap İş Zirvesi MÜSİAD ev sahipliğinde gerçekleştirildi

    IBF 1. Türk-Arap İş Zirvesi MÜSİAD ev sahipliğinde gerçekleştirildi
    16.04.2019
    A+
    A-

    1. Türk-Arap İş Zirvesi, MÜSİAD ev sahipliğinde, Uluslararası İş Forumu (IBF) organizasyonuyla, Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Nureddin Nebati, AK Parti Genel Başkan Danışmanı Prof. Dr. Yasin Aktay, IBF Başkanı Erol Yarar, MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan ve İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç’in katılımıyla gerçekleştirildi

    1. Türk-Arap İş Zirvesi, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (MÜSİAD) ev sahipliğinde, Uluslararası İş Forumu (IBF) organizasyonuyla, Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Nureddin Nebati, AK Parti Genel Başkan Danışmanı Prof. Dr. Yasin Aktay, IBF Başkanı Erol Yarar, MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan ve İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç’in katılımıyla gerçekleştirildi.

    Hazine ve Maliye Bakanlığı Bakan Yardımcısı Nureddin Nebati, zirvenin açılışındaki konuşmasında, IBF’nin yaptığı çalışmalarla dünya Müslümanlarını bir araya getirmekte oldukça tecrübeli ve bu tecrübesini aktarmakta başarılı olan bir kurum olduğunu söyledi.

    Türk-Arap İş Zirvesi’nin MÜSİAD’da yapılmasının çok yerinde olduğunun altını çizen Nebati, “Çünkü MÜSİAD bu işin erbabı. Kurulduğu günden bugüne kadar yapmış olduğu çalışmalarla MÜSİAD, bulunduğu coğrafyada bütün tarafları bir araya getiren sonra da dünyanın en uzak noktalarındaki, başta Müslüman kardeşlerimiz olmak üzere, bütün iş dünyası ile bağlantı kuran ve bunu geçmişten bugüne tevarüs eden kültürüyle de yoğun bir şekilde birleştiren bir kurum.” diye konuştu.

    Nebati, Türkiye’nin, gelen her türlü yatırımcının can, mal ve inanç güvenliğinin sağladığı, bölgenin ender ülkelerinden biri olduğunu belirterek, Türkiye’de ayrıca uyruğuna bakılmaksızın genel yatırımcılara verilen çok önemli teşvikler olduğunu anlattı.

    Nebati, özellikle Anadolu’nun muhtelif bölgelerindeki organize sanayi bölgelerinde yatırım yapılması halinde, vergi ve sigorta muafiyetlerinin yanı sıra her türlü yatırım desteği bulunduğunu aktardı.

    Nebati, vatandaşlık yasası ile ilgili büyük bir değişiklik yaptıklarını belirterek, yabancı yatırımcıların gerekli şartları yerine getirmeleri halinde vatandaş olabileceklerini, vatandaş olmak istemeyenlerin ise turkuaz kart ile Türkiye’nin bütün imkânlarından yararlanabileceğini ifade etti.

    Türkiye’ye gelen doğrudan yabancı yatırımın artarak devam ettiğini anlatan Nebati, dünyanın dört bir yanından yabancı yatırımcının Türkiye’ye gelerek yatırım yaptıklarını kaydetti.

    Nebati, Türkiye’nin stratejik olarak önemli bir ülke olduğunu vurgulayarak, Türkiye’nin aynı zamanda genç nüfusuyla dünyada en önemli ülkelerinden biri olduğunu söyledi.

    Türkiye’de yapılan yatırımların geri dönüşünün çok hızlı olduğuna dikkati çeken Nebati, “Ticari olarak bugün Avrupa ülkesinde ya da Batı ülkelerinde yapacağınız yatırım, 15, 20, 25 veya 30 yıl da size geri dönüyor. Yaptığınız bir yatırımın karşılığını ancak çocuklarımız görüyor. Türkiye’de öyle bir şey yok. Türkiye’de yapacağınız bütün işler size kâr getirecek. Türkiye’de yaptığınız yatırım karşılığını, 4-5 yıl sonra görüyorsunuz. Türkiye’de çok kısa bir sürede yatırdığınız parayı geri alıyorsunuz. Bu kadar hızlı bir geri dönüş var.” diye konuştu.

    – “Türkiye fırsatlar ülkesidir”

    AK Parti Genel Başkan Danışmanı Prof. Dr. Yasin Aktay da Türk ve Arap dünyasının birbirinden ayrılamayacağını belirterek, Türkiye’de köken itibarıyla Arap olan vatandaşların bulunduğunu söyledi.

    Arap iş adamlarının Türkiye’ye yatırım yapmasının çok kolay olduğunu dile getiren Aktay, “Arap kardeşlerimizin genelde Türkiye’ye geldiklerinde çok sınırlı alanlarda kaldıklarını görüyoruz. Çünkü yeterince araştırma yapmıyorlar. Arap kardeşlerimiz yeterince araştırma yaptıkları zaman görecekler ki, Türkiye gerçekten bir fırsatlar ülkesidir. Artık yatırımdan bahsetmemiz gerekiyor. Yatırım da bir nevi ticarettir. Ama bu yatırımı yaparken çok farklı alanlar var.” değerlendirmesinde bulundu.

    Aktay, Türkiye’de sadece gayrimenkul alanında değil, maden ve enerji alanlarında da büyük fırsatlar bulunduğunu belirterek, bu alanlarda da yapılabilecek çok ciddi yatırımlar olduğunu vurguladı.

    – “Burası sizin Medine’niz”

    IBF Başkanı Erol Yarar ise Orta Doğu’daki durumdan dolayı Türkiye’de İslam dünyasından birçok iş adamı bulunduğunu söyledi.

    Yarar, “Müslüman tacirleri bir araya getirerek, onların arasındaki bağları aynı Allah’ın Resulü’nün muhacirle ensarı kaynaştırdığı gibi kaynaştırmak zorundayız. Sizler, ülkenizi muhacirler gibi terk etmek zorunda kaldınız. Birçok zorluklarla karşılaştınız. Ama hoş geldiniz. Çünkü burası sizin Medine’niz. Çünkü MÜSİAD Resulullah’ın döneminde çadır niyetiyle kurulmuş olan bugünkü iş adamları teşkilatıdır.” ifadelerini kullandı.

    – “Arap ülkeleriyle ticari ve ekonomik ilişkiler, istenilen düzeyde değil”

    MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, Türkiye’nin tarih boyunca Arap coğrafyasıyla sevgi bağını hiç koparmadan ve o bağın zedelenmesine izin vermeden güçlü ilişkiler yürüttüğünü söyledi.

    Adaletli, güvenilir ticaret anlayışıyla çalıştıklarını ve hep birlikte kazanmanın temel amaç olduğunu vurgulayan Kaan, “Bizler, ortak tarihi paylaşıyoruz. Arap kardeşlerimizle acılarımız, sevinçlerimiz ortak. Arap coğrafyası, aynı zamanda biz Türk iş insanları için önemli bir ticaret bölgesi.

    Türkiye’nin Arap halklarıyla yüzyıllardır süregelen, tarihi, kültürel ve sosyal yakınlığı, ülkemiz ve Arap dünyasını birbirleri ile yakından ilgilenmeye teşvik ediyor. Türkiye, özellikle son yıllarda, Arap ülkeleriyle olan ilişkilerinde çok boyutlu ve geleceğe dönük bir dış politika izliyor. Orta Doğu’da barış, istikrar ve refahın egemen olması için yürütülen çabalara güçlü ve aktif destek veren ülkemiz, Arap dünyası ile kurduğu ilişkiyi, karşılıklı ekonomik çıkarları gözeterek yürütüyor.” diye konuştu.

    Kaan, coğrafi yakınlık ve tarihten gelen güçlü bağa rağmen bugün Arap ülkeleriyle ticari ve ekonomik ilişkilerin, istenilen düzeyde olmadığını belirterek, Müslüman ülkelerin dünyadaki ticari faaliyetlerinin yüzde 90’nın Müslüman olmayan ülkelere yönelik olduğuna dikkati çekti.

    Müslüman ülkeler arasındaki ticaretin geliştirilmesi gerektiğini vurgulayan Kaan, “Türkiye, savunma sanayisi, makine, gayrimenkul, gıda, tekstil, demir-çelik, bilişim ve yazılım altyapısı gibi birçok alanda dünya ile yarışabilecek kalitede ürün ve hizmet üreten bir ülke. Üstelik her geçen gün, bu yetkinliğimizi daha da ileri taşıyoruz. Dolayısıyla, bu birikim ve tecrübemizi, Arap ülkelerine ulaştırmak, aramızdaki iş birliklerini güçlendirmek istiyoruz. Arap dostlarımızla her fırsatta bir araya gelerek, işlerimizi birlikte nasıl daha ileri taşıyabiliriz, bunu istişare ediyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

    – “Türk kamuoyu, Arap yatırımlarını yeterince bilmiyor”

    İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç de tanıtım ve bilgilendirme noktasında sorunlar bulunduğuna işaret ederek, Türk kamuoyunun Arap yatırımlarını yeterince bilmediğini, Arap yatırımcıların ise Türk iş mevzuatlarını ve avantajlarını bilmediğini ifade etti.

    Buna yönelik girişimlerde bulunulması gerektiğinin altını çizen Avdagiç, şunları kaydetti:

    “İTO, aynı zamanda sizin de odanız. İTO’nun kapıları, sizlere de ardına kadar açık. Türkiye’de yapılan her Arap yatırımı, bu coğrafyanın geleceği için bir umuttur. Bu umudu büyütmek de bizim vazifemizdir. Çünkü Türkiye’de yapılan her Arap yatırımı, sadece o yatırımı yapan kişinin ya da Türkiye’nin kazancı değildir, tüm İslam dünyasının kazancıdır. Türklerin ve Arapların ortak bir geleceğe, ticaretten başlayan bir adım atmalarıdır.”

    YORUMLAR

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.