Türkiye travmalar ülkesi
‘Sinemada İnsanlık Halleri’ panelinde konuşan Prof. Dr. Emin Önder “Türkiye bir travmalar ülkesi. Yas süreçleri sağlıklı yaşanamadı.Tarih boyunca sürekli olan şey öfke oldu. Hayata küsmüş insanlarla doluyuz” dedi.
Psikesinema ve Psikeart’ın düzenlediği “Sinemada İnsanlık Halleri” etkinlik programı kapsamında 13 Şubat 2019 Çarşamba günü “İftarlık Gazoz” film gösterimi ve ‘Ruhsal Travma: Ruha İnen Büyük Darbe’ paneli düzenlendi.
Film Gösterimi ve Panel
Saat 18.00 ‘de “İftarlık Gazoz” film gösteriminin ardından Prof. Dr. Emin Önder moderatörlüğünde bir panel düzenlendi. Panele; İftarlık Gazoz filmi yönetmeni Yüksel Aksu, Psikiyatrist Dr. Agah Aydın ve Prof. Dr. Gülseren Yücel konuşmacı olarak katıldı.
Sürekli olan şey Öfke!
Akbank Sanat Sinema Salonu Beyoğlu’nda düzenlenecen film gösterimi ve panelde konuşan Psike Art dergisi Genel Yayın Yönetmeni Prof Dr Emin Önder “Türkiye bir travmalar ülkesi. Hayata küsmüş insanlarla doluyuz. Tarih boyunca bu topraklarda yönetenler, halklarından özür dilemediler. Bu yüzden yas süreçleri sağlıklı yaşanamadı.Tarih boyunca sürekli olan şey öfke oldu” dedi.
İfşa ederek saklıyorum
İftarlık Gazoz filminin senaristi ve yönetmeni Yüksel Aksu yapamadıklarını sinemada yaptığını belirterek şunları söyledi: “İftarlık Gazoz kendini ifade eden ama aynı zamanda tanıklıklarımı aktardığım bir film. İfşa ederek saklamaya çalışıyorum. Bu filmde Türkiye’nin Akdenizli kimliğini vermeye çalıştım. Bu güne kadar sunulan karasallık, kırsallık ve yoksunluk dışında bir film. Bu ülkede kalabalıklar da var.”
Film, travmanın mağduru ile güçlü bağlar kurduruyor
Bütün sanatların iyileştirici özelliği olduğunu belirten Prof Dr Gülseren Yücel paneldeki konuşmasında şunları söyledi.”Ana akım sinema tedavi eder gibi yapıp sorunların üstünü örtüyor. Şok tarzı ise olduğu gibi göstererek dehşete kapılmamızı sağlıyor. Röntgenci yöntem her şeyi miş gibi gösteriyor. İftarlık Gazoz travmanın mağduru ile çok güçlü bağlar kurmamızı sağlayan bir film. Toplumsal iyileşme ve tanıklık anlamında çok iyi bir film” dedi.
Hissedenler acı çeker
Travmanın anlamını anlamlandıramamak olarak belirten eleştirmen Agah Aydın ise Anadolu’dan örnekler vererek travma ve film bağlantısını şöyle anlattı: “Anadolu’nun yumuşak karnı aşk ve tasavvuftur. Bu filmde bunlar yok ama ruhsal travmayı gerçekleştiren failin parçalandığı bir durum var. Anadolu mizah ve ölüm orucunu mücadele biçimi olarak seçmiştir. Düşünenler hayatı komik bulur oysa hissedenler acı çeker.”