Tüm zorluklara rağmen durmamız, yavaşlamamız veya tereddüt etmemiz mümkün değil
ALDAĞ A.Ş. İcra Kurulu Başkanı Rebii DAĞOĞLU;
2019 yılı için sadece Türkiye’de değil, dünya geneli için de resesyon riskinden bahsediliyor. IMF 2019 yılı için dünyanın ekonomik büyümesine ilişkin tahminini yüzde 3,7’den 3,5’e düşürdü.
2018 yılının özellikle ikinci yarısında, Türkiye ekonomisinin tedirgin edici boyutta yavaşladığı görüldü. 2018’de hız kesen Türkiye ekonomisi, 2019’da nasıl seyredecek? Daralan ekonomik koşulların iklimlendirme endüstrisine etkileri neler olacak?
Türkiye İklimlendirme Endüstrisinin köklü kuruluşlarından ALDAĞ A.Ş.’nin İcra Kurulu Başkanı Rebii Dağoğlu, 2019 yılına dair beklentilerini açıkladı.
Dağoğlu, 2018 yılının çok ciddi zorluklar ile geçtiğini, döviz kurlarındaki istikrarsızlığın, yüksek faiz oranları ve yüksek enflasyon ile birlikte üretim maliyetleri üzerinde ciddi baskı yarattığını söyledi.
Piyasada oluşan nakit sıkışıklığının firmaların ödemelerine de yansıdığını ve 2019 yılının ciddi ekonomik ve jeopolitik krizlere gebe olduğunu, Türk girişimcisinin kendisini olası olumsuz koşullara karşı koruma altına alması gerektiğini belirtti. Rebii Dağoğlu sözlerine şu sözlerle devam etti:
“2019 yılında kur seviyelerini belirleyecek en önemli unsur, hükümetin mali disipline sadık kalması ve ülke ekonomisine yurt dışından giren doğrudan yatırımlar ve portföy yatırımlarının miktarı olacak.
Bunun yanı sıra net ihracat ve turizm gelirlerinin de yakından takip edilmesi gerekiyor. Ayrıca cari transferler de kur seviyesinin belirlenmesinde önemli rol oynayacak.
İmar barışı ve bedelli askerlik uygulamalarından elde edilen gelir, hükümetin piyasadaki canlanmayı artırıcı önlemler alma konusunda elini rahatlattı. Mart ayındaki yerel seçimler ve Suriye’deki askeri gelişmeler, 2019 yılındaki gidişat açısından belirleyici olacak.”
ALDAĞ A.Ş.’nin 2019 yılı beklentileri ile ilgili de konuşan Dağoğlu güçlü sermaye yapılarının mevcut krizde kendileri için bir avantaj oluşturduğunu ve olası bir kur krizine karşı kendilerini güvenceye alacak tüm enstrümanları kullandıklarını söyledi.
“Geçmiş üç yıllık periyoda bakıldığında Türk iklimlendirme sektöründe merkezi sistem pazarında belirgin bir daralma görülmüş olsa bile, ALDAĞ A.Ş. bu süreçte gelirlerini katlayarak artırdı, ekonomik daralmanın ALDAĞ A.Ş. üzerindeki etkileri nispeten sınırlı kaldı.
Bunda, kriz döneminde firmaların kendilerine güvenilir ve güçlü iş ortakları arayışı içine girmeleri etken oldu. Bu konuda her zaman ALDAĞ A.Ş.’nin ciddi bir karşılaştırmalı avantaja sahip olduğunu söyleyebilirim.
2018 yılının son çeyreğinde faaliyete geçen Manisa Akhisar’daki üretim tesisimizin 2019 yılı içerisinde resmi açılışı ve lansmanı yapılacak. Bu fabrikamız toplam verimliliği artırmanın yanı sıra, uygulanan yeni üretim teknikleri ile girdi maliyetlerinde de ciddi düşüşlere olanak sağlayacak.
2019 yılı itibari ile Türk ekonomisinde pek çok firma gibi Aldağ A.Ş. de bütçesindeki bazı harcama kalemlerinde tasarrufa gitti, ancak şirketin katma değerli ürünler geliştirmesine olanak sağlayacak Ar-Ge harcamalarında ise tersine, ciddi bir artış yapılacak.
Aynı zamanda enerji verimliliği, çevre politikaları, kadınların iş gücüne katılımı, çalışan eğitimi gibi pek çok konuda hem şirket faaliyetlerine bütçe ayrılacak, hem de şirket dışındaki STK faaliyetlerine verilen destek devam edecek.
2019 yılının ülkemiz ve tüm sektörümüz adına önemli kazanımların yaşanacağı bir yıl olmasını diliyorum. Türk insanı el ele verdikten, birlik ve beraberlik bilinci içinde olduktan sonra, uzlaşma ve diyalog kültürünün sağlanması koşuluyla, üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir zorluk ve sıkıntının olamayacağına inanıyorum.”