Brezilya büyükelçisi: Türklerle birbirimize benziyoruz
Bu ay, ülkelerimiz haritada birbirinden ne kadar uzakta olursa olsun, Türkiye’de ortaya koyduğu yoğun faaliyet programıyla Brezilya ve Türkiye bağlarını yeniden yapılandırırken, Brezilya Büyükelçiliği’nin yeni yüzünü bize tanıtan Brezilya Büyükelçisi Eduardo Gradilone ve zarif eşi Diva Cristina’nın konuğuyuz.
Büyükelçi Gradilone ve eşi Bayan Diva Cristina, yenilenmiş büyükelçilik rezidansında karşıladılar beni… Fotoğraf çekimi sonrasında gezdirdikleri rezidans, büyük bir incelikle döşenmiş. Binanın ofis kısmında Brezilya ve Türkiye’nin diplomatik ilişkilerinin 160. yılı olması sebebiyle afişlerden, broşürlere, dergilerden fotoğraflara kadar titizlikle yapılmış birçok hazırlık dikkat çekiyordu. En havalı tanıtım bence Brezilya havacılık ve uzay mühendisliği tabanlı uçak üretim şirketine aitti; posterlerini çok beğendim. Şirket gerek ticari, gerek askeri ve tarımsal alanda güvenilir uçakların üretimini yapmakla tanınıyor. Brezilya’nın kendine has meyvelerinin, kajusunun ve kahve çekirdeklerinin fotoğraflarını da görme fırsatım oldu. En ilgi çekici meyvelerinden biri, Jabuticaba meyvesi. Görüntüsü, bir ağaç gövdesinin etrafına dolanmış üzüm salkımları gibi. Jabuticaba meyvesi anti-oksidan bakımından zengin ve likör yapımında kullanılıyor. Brezilya’da yetişen kaju fıstığı ise, diğerlerine göre daha lezzetli ve besleyici özelliğe sahip. Kahvede büyük bir dünya markası olduklarını biliyoruz ama Türk kahvesinin bile Brezilya’dan geldiğini öğrenmek beni çok şaşırttı. Türkiye’de Brezilya kültürünü tanıtmak ve ikili ilişkileri olabilecek en üst düzeye çıkarmak için yapılan özverili çalışmaları yerinde görmek çok heyecan vericiydi.
Türkiye’deki görevinizden önce hangi ülkelerde ve görevlerde çalıştınız?
Türkiye’den önce Yeni Zelanda’da Brezilya Büyükelçisi olarak çalıştım. Daha önce Washington (ABD), Bogota (Kolombiya), Paramaribo (Surinam), Londra (İngiltere), Tokyo (Japonya) ve Roma / Vatikan (Holy See)’e gönderilmiştim. Brezilya’daki son görevim; yurt dışındaki Brezilyalı topluluklar, konsolosluk, göçmenlik ve hukuki iş birliği konularında müsteşar olarak bulunmaktı.
Brezilya ve Türkiye arasındaki iş birliğini daha yüksek seviyelere taşımak için ne tür projeleriniz var?
Brezilya ve Türkiye’nin birçok konuda yakınlığı, bunun yanı sıra uzun ve verimli bir ilişkisi vardır. Ülkelerimiz arasındaki mesafeye rağmen, 3 milyar dolarlık ticaret ilişkisine sahibiz. Birtakım büyük Brezilya şirketleri Türkiye’ye yatırım yapıyor ve her yıl 60 bine yakın Brezilyalı turist Türkiye’ye geliyor. Bu sayılar daha iyi bir karşılıklı farkındalık ile çoğaltılabilir. Bu amaçla, Brezilya ve Türkiye’yi, kültürlerini ve bağlarını tanıtmayı amaçlayan yoğun bir faaliyet programı geliştirdiğimiz yenilenmiş büyükelçiliğimizde çok işlevli bir alan yarattık. Bu çalışmamız, filmlerimiz ve büyükelçiliğimizde ele alınan temalar, Capoeira ve Forró’nun (Brezilya’da popüler birer dans) sunumları, atölye çalışmaları, konferanslar, toplantılar ve sergiler düzenlenmesi, Brezilya müziği ve Türk müziği yapan Türkler gibi iki ülke arasındaki tüm bağlantıların araştırılmasını kapsıyor.
Yakın zamanda ülkelerimiz arasındaki ikili ilişkileri geliştirmek için çaba gösterenlere Brezilya’nın en üst düzey nişanı olan “Rio Branca” devlet nişanını verdiniz. Bize bu nişanın tarihi ve anlamından bahseder misiniz?
Eduardo Gradilone: “The Order of Rio Branco” (Rio Branco Emri), 1963’te, şeref ödülünü hak eden değerli hizmetleri ve eylemleri ödüllendirmek için kuruldu. Sadece diplomasi ve sağlam argümanlar kullanarak Güney Amerika’daki komşu ülkelerle sınırlarımızı başarıyla müzakere eden Brezilya diplomasisinin koruyucusu Rio Branco Baronu’nun adını almıştır. Bu kapsamda silah veya barışçı olmayan baskılara yer verilmez. Bu, bölgemizde barış içinde yaşamanın temel sebeplerinden biridir. Brezilya, belki de ulusal bir kahraman olarak diplomat sahibi olan tek ülkedir.
2010 yılından bu yana devam eden stratejik ortaklığımızın geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz?
İkili ilişkilerimizde, hem Brezilya hem de Türkiye’nin dikkatimizi gerektiren yerel ve bölgesel sorunlara yönelmek zorunda kaldığı 2013 yılına kadar altın bir dönem geçirdik. Ülkelerimizin 2018’de seçimleri vardı ve 1 Ocak’ta Brezilya’da yeni bir hükümet göreve başladı. Cumhurbaşkanlarımızın ve dışişleri bakanlarımızın karşılıklı ziyaretleri ile iki taraflı üst düzey ziyaretlerin kaldığı yerden devam edeceğini ve geçmişte bize büyük yarar sağlayan eylem planımızı stratejik ortaklığımızı uygulamak için tüm gücüyle tekrar devreye sokabileceğimizi umuyorum.
Aralık ayına denk gelen Türkiye ile Brezilya arasındaki diplomatik ilişkilerin 160. yıl dönümü nasıl kutlandı?
8 ve 9 Aralık günlerinde, Batucada, capoeira ve maculelê (Brezilya folklorik dansları) performansları, fotoğraf ve çeşitli eserlerin sergileri, yemek dersleri ve çocuk futbolu müsabakaları ile Ankara Armada Alışveriş Merkezi’ndeki “Brezilya Günleri”nin düzenlenmesine yardımcı olduk. 9 Aralık’ta ayrıca büyükelçiliğimizde ikinci Forró (başka bir Brezilya popüler dansı) çalışması yaptık. Aralık’ın 13’ünde ise, 160 yıllık diplomatik ilişkilerimizi, Brezilya Deniz Kuvvetleri Günü’nü ve Brezilyalı şirket Minerva Foods tarafından bağışlanan yepyeni bir piyanonun gelişini kutlamak için, Brezilyalı karısı ve şarkıcısı Vera’yla “Brezilya Cazı” olarak bilinen “Bossa Nova” çalarak piyanonun açılışını yapan şef ve piyanist Erol Erdinç’in katılımıyla büyük bir etkinliğe ev sahipliği yaptık.
Brezilya, Latin Amerika ve Karayipler’de Türkiye’nin en büyük ticaret ortağı. Bu yılki ikili ticaret hacmiyle ilgili beklentiler nelerdir?
İkili ticaretle ilgili istatistikler, Brezilya’nın tarihinde yaşadığı en kötü ekonomik krizden toparlanmaya başladığı 2017’den bu yana artmakta olduğunu ve her iki ülkenin de arasında daha büyük bir değişim programının önünü kesen sorunların çoğunun üstesinden geldiğini gösteriyor. Artık Türkiye, Brezilya sığırlarının ana ithalatçısıdır. Tarım bakanlığımızın yüksek yetkilileri, bu sektördeki ticareti geliştirmek için adımlar atma konusunda görüş birliği içinde. Aynı gelişmeler diğer alanlarda da oluyor.
Brezilya her yıl dünya çapında çok sayıda turist çeken bir ülke. Sizce ülkenizin bu çekime sebep olan en önemli karakteristik özellikleri nelerdir?
Bazı faktörler; doğanın güzelliği, bölgelerimizin çeşitliliği, halkımızın misafirperverliği ve dostluğu… Bunların yanı sıra; mutluluğumuzu, renklerimizi, müziğimizi, basit yaşam tarzımızı ve futbolumuzu sayabiliriz.
Burada bulunduğunuz süre boyunca Türkler ve Brezilyalılar arasında ne tür benzerlikler ve farklılıklar buldunuz?
İki ülke, kalkınma yolundaki benzer zorlukları paylaşıyor, çok taraflı örgütlerde kıyaslanabilir pozisyonları savunuyor ve daha demokratik bir küresel yönetim sistemi için sık sık birlikte mücadele ediyor. Monarşik geçmişimizden çok daha fazla ortak noktamız var. Coğrafi mesafeye ve farklı kültürlerimize rağmen, Brezilyalılar ve Türkler arasında karşılıklı bir yakınlık ve dostluk duygusu var gibi görünüyor. Bunun sebeplerinden bazıları; dışa dönük mizacımız, futbol ve pembe diziler tutkusu ve hatta Brezilya’nın eski Osmanlı İmparatorluğu’ndan Brezilya’ya göç edenleri “Türk” olarak adlandırdığı sevgidir. Brezilyalılar Türkiye’de kendilerini evlerinde gibi hisseder. Eminim ki; Türkler de kendilerini Brezilya’da aynı şekilde hissediyordur.