DOLAR 34,5484
EURO 36,0063
ALTIN 3005,166
BIST 9549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

    Enerjiyi tüketirken olduğu kadar üretirken de verimlilik önemli

    Enerjiyi tüketirken olduğu kadar üretirken de verimlilik önemli

    ‘Enerji Verimliliği Haftası’ dolayısıyla açıklama yapan Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Ferdi Erdoğan, enerji tüketiminde olduğu kadar üretiminde de verimliliğin önemine dikkat çekti. Türkiye’de mevcut binalarda enerji verimliliğinin hızla yaygınlaşması gerektiğini belirten Ferdi Erdoğan, “Yüksek gibi görünen yatırım maliyetini kısa sürede karşılayan enerji verimliliği uygulamalarıyla, mevcut binalarımızda uzun yıllar enerji israfını önlemek elimizde” dedi.


    Türkiye İMSAD 
    (Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı Ferdi Erdoğan, ‘Enerji Verimliliği Haftası’ dolayısıyla yaptığı açıklamada; enerji ihtiyacının yüzde 75’inin ithalat yoluyla karşılandığı ve tüketilen toplam enerjinin yüzde 40’a yakınının binalarda kullanıldığı Türkiye’de, yeni binaların yanı sıra mevcut binalarda sağlanacak enerji verimliliğiyle cari açığın düşürülebileceğini vurguladı.

    Enerji verimliliğini artırmak için ‘Enerji Performansı’ hesaplama yöntemlerinin geliştirilmesi gerektiğini savunan Ferdi Erdoğan, “Enerji Performans Sözleşmeleri; enerji verimliliği ya da yenilenebilir enerji projeleri sayesinde elde edilen maliyetteki azalmaları kullanarak, bu tür projeleri finanse edebilmek için sermaye oluşturmayı sağlayan bir finansman yöntemidir. Örneğin Almanya’da enerji performans sözleşmelerinin %75’i, ABD’de ise %82’si kamu tarafından uygulanıyor” diye konuştu.


    Kamu özel sektöre örnek olmalı

    Kentsel dönüşüm sürecinin konutlarda enerji verimliliğinin artırılması açısından büyük bir fırsat sunduğunu vurgulayan Ferdi Erdoğan, şunları söyledi: “Özellikle enerji performansının Türkiye’de hızla benimsenerek yaygınlaşması için kamu, özel sektöre örnek olmalı.Ayrıca tüm stratejilerin ülke genelinde yaygınlaştırılması amacıyla özel sektörü de kapsayacak bir Enerji Verimliliği Ajansı’nın yapılandırılması, sistemin başarısı için ilk uygulamalar arasında görülmeli. Kentsel dönüşüm projelerini yapan ve anlatan, önemli projelerin sözcüleri ile konuştuğumuzda dahi, bunların büyük çoğunluğunun iklim değişikliği, enerji verimliliği ve sera gazı salımı konularını birer pazarlama aracı olarak kullandıklarını görüyoruz. ‘Peki, o halde nasıl yaptınız? Binalar dönüşmeden önce ne kadar enerji tüketip havaya ne kadar sera gazı salıyorlardı? Sizin projeniz sonrası durum nedir?’ sorularına tatmin edici bir yanıt alamıyoruz. Özellikle belediyelerin yaptığı dönüşümlerde, binaların, konutların Enerji Kimlik Belgesi konusunda karşılaştığımız tablo üzücü. Dolayısıyla ülkemizde hala bu konuda bilgi eksikliği var. Başta uygulamacılar olmak üzere mimarlar, mühendisler ve müteahhitlerin de içinde olduğu sektör temsilcilerine yönelik, enerji verimliliği konusunda güncel bilgi ve gelişmeleri aktarmaya ağırlık vermeliyiz.”

    Son yayınlanan ‘Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı 2017-2023’ün, önemli bir mevzuat olduğunun altını çizen Ferdi Erdoğan, şöyle konuştu: “2018-2023 arasında uygulanacak 55Eylem Planının 12’si, binaları kapsıyor. Söz konusu 12 eylem, yeni yapılacak ve mevcut binaların verim sınıflarının iyileştirilmesi, kamu sektöründeki verimlilik potansiyelinin hayata geçirilmesi, binalarda yerinde üretimin ve yenilenebilir enerji kullanımının yaygınlaştırılması, kapsamlı bir bina envanteri çalışmasının yapılması ve bütün kesimlere hitap eden farkındalık çalışmalarını kapsıyor. Türkiye’de birincil enerji tüketimi 2015 yılında 129,7 MTEP olarak gerçekleşerek, 2005’ten 2015’e kadar %46 oranında artış gösterdi. Son eylem planı ile Türkiye’nin birincil enerji tüketiminin %14 azaltılması hedefleniyor. Ayrıca 2023 yılına kadar %23,9 MTEP verimlilik sağlanması ve bu verimlilik için 10,9 milyar dolar yatırım yapılması öngörülüyor.”


    Enerjinin verimli kullanılması son derece önemli

    İmalat sanayisinin ve hizmetler sektörünün en önemli girdilerinden birini enerjinin oluşturduğuna dikkat çeken Ferdi Erdoğan sözlerinde şu ifadelere yer verdi: “Ülkemiz enerjide büyük oranda dışa bağımlı. Toplam enerji tüketiminin sadece %25’i yerli kaynaklardan elde edilmektedir. %75’i doğalgaz petrol gibi ithalata dayalı. Sanayimiz %25, konutlarımız %35 olmak üzere toplam enerjinin %60’ını tüketmektedir. Keza sera gazı salınımlarını da düşündüğümüzde, ülkemizin her geçen gün artan enerji talebinin yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanması, enerjinin verimli kullanılması, sürdürülebilir ekonomik büyüme ve istikrar için son derece önemlidir. Örneğin, ülkemizde konutlarda ortalama enerji tüketimi yıllık 350 kWh/m2’dir. Enerji verimliliği gelişmiş ülkelerin standardı olan yıllık 100 kWh/m2 altına düşürüldüğünde bir enerji verimliliğinden bahsedebiliriz. Bu uygulama toplam enerji ithalatında en az %20 tasarruf sağlayacaktır.”

    Ferdi Erdoğan sözlerine şöyle devam etti “Bunun yanı sıra enerji tüketiminde verimliliğe gösterdiğimiz hassasiyeti, enerji üretirken de göstermeliyiz. Bu doğrultuda gereken tedbirler alınarak doğru planlama ve doğru modelleme ile enerji üretimindeki verimlilik de önceliklerimiz arasında yer almalıdır.”


    Enerji tüketimi yüksek sektörlere yönelik iyileştirici adımlar atılmalı

    Enerji verimliliği konusunda en yoğun çalışma yapan sektörlerin başında; seramik, demir-çelik, çimento gibi yüksek enerji tüketimi olan sanayi sektörlerinin olduğunu belirten Ferdi Erdoğan, buna rağmen enerji arzında yaşanan sorunlar ve iklim değişikliği nedeniyle özellikle enerji tüketimi yüksek olan sektörler için enerji verimliliğine yönelik politikaların hayata geçirilmesinin önem kazandığını vurguladı.


    Terminoloji sorunu giderilmeli

    Binalarda enerji verimliliğinde terminoloji sorunu yaşandığına dikkat çeken Ferdi Erdoğan, “’Yeşil Bina’, ‘Sıfır Enerjili Bina’, ‘Pasif Ev’ ve diğer benzer tanımlar net değil. Birbirinin yerine kullanılan bu tanımlar netleşmeli, herkes aynı dili kullanmalı. Eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları aralıksız sürmeli” dedi.


    Sürdürülebilirlik i
    çin ‘Üniversite-STK-Sanayi’ iş birliği gerekiyor

    Sürdürülebilirlik kavramının daha iyi ve daha kalıcı olması adına, üniversite ve sanayi iş birliğinin çok önemli bir iyi uygulama örneği olduğuna inandıklarını ifade eden Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Ferdi Erdoğan, sürdürebilirliğin sağlanması için atılması gereken adımları şöyle özetledi:“Enerji verimliliği konusunda eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları aralıksız sürmeli. İyi uygulama örneklerinin devamlılığı sağlanmalı ve eğitim çalışmaları pekiştirilmeli, enerji mühendisliği yaygınlaştırılmalı. Enerji verimliliği konusunda mesleki (mimarlar, makine ve inşaat mühendisleri) ve genel eğitimi ayırmak lazım. Üniversitelerde enerji verimliliği ve yapı malzemeleri dersleri ile ilgili yapılan ve yapılacak çalışmaların önemi büyük. Bu amaçla ‘Üniversite-STK-Sanayi’ iş birliği etkin olarak kullanmalı” diye konuştu.

    Türkiye İMSAD olarak, enerji verimliliği alanında birtakım çalışmalar yürüttüklerini belirten Ferdi Erdoğan, şöyle konuştu: “Sektörel ihtiyaçlara çözüm arayan 16 adet çalışma komitemiz, hem özel sektör hem üniversiteler hem de kamu ile işbirliği yapıyor. Örneğin, Türkiye İMSAD Binalarda Enerji Verimliliği Komitesi 2016 yılından beri bir yandan yurtiçindeki ve yurtdışındaki gelişmeleri takip ederken, diğer yandan yıllık iş planına göre eğitim konusuna ağırlık verdi. Özellikle özel üniversitelerin mimarlık, inşaat mühendisliği ve makine mühendisliği bölümlerinden mezun olan öğrencilerin inşaat malzemeleri konusundaki bilgilerini artırmak, sektördeki gelişmeler hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlamak amacıyla Okan Üniversitesi ve Özyeğin Üniversitesi ile işbirliği yapıldı. Çevre Dostu Malzeme ve Sürdürülebilirlik Komitelerinin yürüttüğü çalışmalar kapsamında projelendirilen “Yapı Ürünlerinin Üretim-Kullanım Döngüsü Dersi” de Yıldız Teknik Üniversitesi’yle yapılan işbirliği çerçevesinde 2015 yılından beri Mimarlık Fakültesi’nde gerçekleşiyor. Yaşar Üniversitesinde ise İnşaat Malzemeleri Dersi devam ediyor. Türkiye İMSAD olarak, bu çalışmaların sürdürülebilirlik kavramı çerçevesinde üniversite ve sanayi işbirliğine önemli bir iyi uygulama örneği olduğuna inanıyoruz.”


    Konut sahipleri kendi güvenliği, konforu ve enerji verimliliği i
    çin evini yenilemeli

    “Türkiye’de güçlendirme/yenileme çalışmalarının ihmal edildiğini ve Avrupa’ya göre geride kaldığımızı görüyoruz” diyen Ferdi Erdoğan, şöyle devam etti: “Her ne kadar deprem güvenliği ve enerji verimliliği konusunda alınması gereken önlemlerin yenileme pazarının önünü açması beklendiyse de, pazar gelişmeyip tam tersine geriledi. Deprem sonrası alınan kentsel dönüşüm kararı ile 20 milyon konutun 7 milyona yakınının yeniden yapılacağı ifade edildi. Son günlerde yetkililer tarafından yapılan açıklamalarda bu rakamın 5 milyona indiği belirtildi. Fakat kentsel dönüşüm kapsamına girebilecek öncelikli bölgeler net olarak belli olmadığından, birçok konut sahibi kendi konutunu da bu 7 milyonun içinde zannettiğinden, konutlarının yıkılacağı beklentisi ile mecbur olmadıkça yenilemekten kaçınıyor ve kentsel dönüşüm rüzgarıyla kendi binasının da yıkılıp yeniden yapılacağını hayal ederek kapısını çalacak ‘Beyaz atlı müteahhidini’ bekliyor. Oysa hem her bina yeniden yapılmayacak hem de müteahhitlerin her binayı yenileyip eski sahiplerine bedelsiz verebilecekleri bir planları yok. Bu nedenle Türkiye İMSAD olarak konut sahiplerinin kendi konforları, sağlıkları ve enerji-su-atık giderlerini yönetmek için evlerini yenilemelerinin daha rasyonel olacağına inanıyoruz. Bunu da elimizden geldiğince her platformda dile getiriyoruz. Türkiye’de 30 bine yakın satış noktası var. Tahsilat ve nakit akışının doğru yönetilebilmesi adına yenileme pazarının tekrar canlanmasını istiyoruz.

    YORUMLAR

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.