Ulusal bağımsızlık bilişimden geçiyor
Dünya genelinde savaşlar artık eskisi gibi sadece silahlarla yapılmıyor. Devletlerin arkasında olduğu kötücül yazılımlar, siber saldırılar uluslararası siyasetin ve küresel güç mücadelesinin önemli bir parçası haline geldi. Türkiye’de, millileştirilmiş yazılım Pardus’a göç tam hızıyla devam ederken, yabancı yazılımlar yerine, Pardus’un kamu ve özel sektörde kullanılması için başlatılan seferberlik tamamlandığında; ülke olarak teknolojinin devler liginde oyun kurucu olarak yerimizi alacağız.
Bilişim ve Teknoloji Konferansı ICTConf’18, Bilişim Teknolojisi Profesyonelleri ile üniversiteli gençleri İstanbul’da buluşturdu. Bağlarbaşı Kültür ve Kongre Merkezi’nde Beyaz Net’in sponsorluğunda, Blackbox Siber Mücadele Takımı ve CyberThink Siber Düşünce Topluluğu’nun destekleriyle bu yıl üçüncüsü düzenlenen etkinliğin ana teması siber güvenlikti.
Bu alanda kendini geliştirmek isteyen üniversiteli gençlere yol göstermek ve bilişim kültürünü yaygınlaştırmak amacıyla düzenlenen etkinlikte konuşan Beyaz Net Teknik Koordinatörü Akgün A. Yardımcı, Türkiye’nin bilişim dünyasında daha bağımsız hareket edebilmesine imkân sağlayacak stratejik önemdeki Pardus Göçü’nü anlattı. Pardus’un küresel topluluğun gücünden yararlanılarak geliştirilmiş ve millileştirilmiş açık kaynak kodlu bir yazılım ve işletim sistemi olduğunu belirten Yardımcı, “Türkiye’de kamu kuruluşları ve belediyeler başta olmak üzere Pardus Göçü tüm hızıyla sürüyor. Yabancı yazılımlar yerine, Pardus’un kamu ve özel sektörde kullanılması için başlanılan seferberlik tamamlandığında ülke olarak teknolojinin devler liginde oyun kurucu olarak yerimizi alacağız. Bugün ülkelerin ulusal bağımsızlıkları bilişimden geçiyor” dedi.
Siber savaşların arkasında kötücül yazılımlar üreten devletler var…
Pardus’un kapalı kaynak kodlu sistemlere göre daha güvenilir, verimli ve toplam sahip olma maliyetinin daha düşük olduğunun altını çizen Beyaz Net Teknik Koordinatörü Akgün A. Yardımcı, “Bizim kamu kurumlarımızın göçünü etkileyen en önemli konu güvenlik. Çünkü siber savaşlar, siber istihbarat özellikle kamu için çok kritik konular. Örneğin bugün, ‘Flame’, “Duqu”, Stuxnet, “Kızıl Ekim” siber silah olarak tarif ediliyor. Bunlar devlet destekli yazılımlar. İki, üç üniversite öğrencisinin bilgisayar laboratuvarında ya da evinin bir odasında geliştirdiği kötücül bir yazılımdan bahsetmiyoruz. Devletlerin bu tip yazılımlar, silahlar geliştirmesinden, üretmesinden bahsediyoruz.Böyle bir ortamda daha güvenilir bir yapı kurmak açık kaynak kodlu yazılımları ile çok daha kolay. Örneğin ABD Beyaz Saray’da ya da Savunma Bakanlığı’nda kapalı kaynak kodlu bir bilgisayar işletim sistemini kullanmıyor, bir Linux dağıtımını kullanıyorlar. Aynı şekilde Almanya, İngiltere, Rusya gibi pek çok devlet ulusal güvenlik gerektiren alanlarda Linux tabanlı sistemler kullanıyorlar.” dedi.
Açık Kaynak Kodlu Sistemler hayatımızın her alanında var…
Açık kaynak kodlu yazılımlar bugün hayatımızın her alanında yer alıyor. Örneğin mobil telefonlarda kullanılan ve evlerimizdeki işyerlerimizdeki masaüstü bilgisayarlarımızla yarışır hale gelen android sistemlerden, evlerimizde kullandığımız buzdolabı, klima gibi akıllı ev aletlerinde hatta son yılların gözde elektrikli arabası Tesla’da dahi açık kaynak kodlu Linux yazılımları kullanılıyor. Linux yazılımların yaygınlaşmasında en önemli etken ise güvenlik, kurumun ihtiyaçlarına göre özelleştirme, az hata veren sistemler olmaları ve lisans bedellerini ortadan kaldıran düşük maliyet avantajı.