DOLAR 34,5424
EURO 36,0063
ALTIN 3005,886
BIST 9549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

    Prof. Dr. Nüket Güz: Senaristler tribünlerde değil, saha kenarında olmalı

    Prof. Dr. Nüket Güz: Senaristler tribünlerde değil, saha kenarında olmalı
    28.09.2018
    A+
    A-

    Dünyanın en önemli yazarları ile çizerlerini bir araya getiren COMİKON Festivali’ne Beykoz Üniversitesi de katılıyor. Üniversitenin Sanat ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nüket Güz, bu yıl ‘İlham Ver!’ temasıyla İstanbul’da düzenlenen festivalin ilk gününde gerçekleştirilecek ‘Senaryo ve Yaratıcılık Paneli’nin açılış konuşması ile moderatörlüğünü yapacak. Festival öncesi senaristlerin önemini vurgulayan Güz, “Eğer sinema ve televizyon endüstrisinde söz sahibi olmak istiyorsak yetenekli senaristlerin senaryo yazımı bittikten sonra tribünlerde değil, saha kenarına inmelerine izin verilmeli” dedi

    1970 yılından beri dünyanın dört bir yanında yaratıcı çizim ve çizgi hikâye alanında çalışan çizerleri, yazar, sanatçı ve meraklılarını buluşturan COMİKON Festivali, tarihinde 2’nci kez Türkiye’de gerçekleştirilecek. 28-30 Eylül günleri arasında Caddebostan Kültür Merkezi’nde yapılacak festival bu yıl ‘İlham Ver!’ temasıyla düzenlenecek. Festivalin ‘Senaryo ve Yaratıcılık Paneli’nin açılış konuşmasını ve moderatörlüğünü Beykoz Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nüket Güz yapacak. Festival öncesi konuyla ilgili bir değerlendirme yapan Güz, film ve televizyon dizilerinin insan hayatına etkilerine dikkat çekerek, senaristlerin öneminin altını çizdi. Günümüzde senaristlere gerektiği kadar değer verilmediğini belirten Güz, “Eğer insan hayatını doğrudan etkileyen sinema ve televizyon endüstrisinde söz sahibi olmak istiyorsak, yetenekli senaristlerin senaryo yazımı bittikten sonra tribünlerde değil, saha kenarına inmelerine izin verilmesi gerekir. Çünkü film endüstrisinde dünyaya açılan kapının altın anahtarı yetenekli senaristlerin elinde” diye konuştu.

    Kolektif çalışma şart

    Ülkemizde bir filmi veya dizinin oluşturulmasında, oyunun mayasını katan ve hamurunu yoğuran senaristlerin senaryo yazımı bittikten sonra maça dahil edilmediklerini vurgulayan Güz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Senaristler bırakın oyuna dahil edilmeyi, çoğu zaman yedek kulübelerinde bile oturtulmuyor ve kendi eserini tribünlerden seyretmek zorunda kalıyorlar. Senaristlerin filmi oluşturan ekibin beyni olmalarına karşın geri planda kalması film endüstrisine yapmaları gereken katkının önemli bir bölümünü yok ediyor. İdeal olan yönetmenin filminin görsel ve sanatsal kısımlarla ilgilenmesi, senaristlerin de olayın özü ve karakterlerin özelliklerine uygunluk konusunda yönetmene yardım edip bir takım halinde işi kotarmalarıdır. Bu çalışma yöntemi en mükemmel sonucun alınmasını sağlayacaktır.” Senaristin film bittikten sonra gidip onu bir sinemada seyrederek sonucu görmesinin doğru olmadığını ifade eden Güz, “Nitelikli bir eser, senaristin yönetmen koltuğunun yanında oturması ve birikimini ona aktarması ile çekilebilir. Yani iyi filmler ile diziler, senarist ve yönetmenin kolektif çalışmasının ürünü olarak ortaya çıkabilir” dedi.

    Ruhuna uygun çekilmeli

    Dünya sinemasında belirli konularda uzmanlaşmış senaristlere sıkça rastlanıldığına da değinen Güz, “Bazı senaristler karakter yazım alanında, bazıları diyalog yazımında, bazıları edebiyat uyarlamalarında uzmanlaşıyor” dedi. Film endüstrisinin en çok geliştiği Amerika gibi ülkelerde işlerin tıpkı yönetmenler gibi filmin temasına göre uzmanlaşmış senaristlere verildiğinin altını çizen Güz, “Bizde ise maalesef buna da fazla dikkat edilmez. Öyle ki çoğu zaman yönetmen senaryoyu filme aktarırken senaryonun özünden bile uzaklaşabiliyor. Oysa film, senaryonun ruhuna uygun olarak çekilmelidir” değerlendirmesinde bulundu.

    7’nci ve 8’inci sanat konuşulacak

    Beykoz Üniversitesi’nin ‘Senaryo ve Yaratıcılık Paneli’, festivalin ilk günü olan 28 Eylül Cuma günü 16.30-18.00 saatleri arasında ünlü senarist ve yönetmenlerin katılımı ile Prof. Dr. Nüket Güz’ün açılış konuşmasıyla başlayacak. Panelin moderatörlüğünü de Güz üstlenirken, Mehmet Naci Dedeal (Endüstri Ürünleri Tasarımcısı ve Animatör-Öğretim Üyesi) ‘Amaca Hizmet Eden Yaratıcılık Sürecinin Tasarımı’, Eray Dinç (Oyun Tasarımcısı-Yönetmen) ‘Sinematografik video oyunları 7’nci sanat olan sinemanın 8’inci sanat olan video oyunlarına geçiş süreci, aralarındaki dramatik farklar ve üretim aşamasındaki yaratıcı faktörler’, Özgür Bakar (Yönetmen-Senarist) ‘Yazarın karşısındaki değişmez ve en güçlü engeller atalet kısır döngü’ ve ‘Tıkanma’, Volkan Yazıcı (Senarist) ‘Türk Televizyonlarında Ne Kadar Yaratıcıyız?’ konuları hakkında birer konuşma yapıp moderatörün senaryo yazımı ve güncel sorunlar hakkındaki sorularına cevap verecekler. 50’den fazla seminer, konferans, panel ve workshop’un yer alacağı festivalde çeşitli turnuva ve atölyeler de gerçekleştirilecek. Tokyo, Moskova ve Londra’nın ardından ilk kez bir anime filminin prömiyeri İstanbul’da yapılacak ve ‘MACQUIA: Where the Promised Flower Blooms’ adlı anime filmi meraklılarıyla buluşacak.

     

    YORUMLAR

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.