Dünyada hiçbir mutfak Türk mutfağının sahip olduğu çeşitte lezzet barındırmıyor
BigChefs Kurumsal İletişim ve Pazarlama Direktörü Emel Karaman ile gerçekleştirdiğimiz röportajda kendisinin kariyer öyküsünün yanında BigChefs yolculuğuna dair merak edilenleri de öğrendik…
“Toprağın Kadınlarından Sofralara” projemiz ile daha fazla yerel kadın üreticimizi iş ortağımız yapıyor olacağız…
Sizi biraz yakından tanıyabilir miyiz?
Bilkent Üniversitesi Turizm ve Otelcilik Bölümü’nden 2004 yılında mezun oldum. Uzun yıllardır operasyon ve pazarlama alanlarında deneyim kazandığım kariyer hayatıma lüks restoran zinciri olan Doors Group’ta operasyon biriminde başladım, D.ream Doğuş Group’ta Pazarlama Müdürü olarak devam ettim. Bu süreçte; La Petite Maison, Zuma gibi dünya markaları ve Türkiye’nin en prestijli öncü markaları arasında yer alan Da Mario, Masa, Anjelique, Kitchenette, Vogue, Gina gibi restoranların pazarlama ve iletişim çalışmalarını aktif olarak yürüttüm. 2017 Mart ayı itibarı ile Kurumsal İletişim ve Pazarlama Direktörü olarak BigChefs ailesine katıldım. BigChefs bünyesinde, Türkiye ve yurt dışındaki tüm şubelerin pazarlama ve iletişim aktivitelerinden sorumlu olarak kariyerime devam ettirmekteyim.
BigChefs yolculuğu nasıl başladı?
BigChefs’in yolculuğu Ankara’nın yiyecek – içecek kültürüne farklı markalar ve mekanlar kazandıran Gamze Cizreli tarafından 2007 senesinde Ankara’da başladı. İlk 2 yıl içerisinde 3 şube açarak hızla büyümeye başlayan BigChefs, kurulduğu yıldan bugüne Türkiye’nin önde gelen restoran zinciri markası haline geldi. BigChefs, 2009 yılında gerçekleşen Saruhan Tan ortaklığı ile bugün Türkiye’de ve dünyada toplam 57 şubesi bulunan restoran zinciri konumundadır. Yatırımcılarımız arasında uluslararası saygın kurumları barındıran ve özel sermaye fonu olan Taxim Capital’den sağladığımız % 40 fon desteği ile yurt içi ve yurt dışı yatırımlarımızı büyütmeye devam ediyoruz. Türk dokunuşlarıyla birleştirdiğimiz Akdeniz ve dünya mutfağı lezzetlerimizi kaliteli bir servis ile sunarak misafirimizin konforu ve mutluluğunu her zaman ön planda tutmak, marka algısı yaratmada önem verdiğimiz noktalardan sadece birkaçı.
BigChefs’in başlatmış olduğu “Toprağın Kadınlarından Sofralara” projesinin hikayesi nedir? Tüm Türkiye’de çok güzel bir farkındalık yarattınız. Bu konu ile ilgili başka çalışmalarınız olacak mı?
BigChefs olarak, yerel kadın üreticilerin ekonomik ve sosyal özgürlüklerini kazanmasına destek vermek amacıyla “Toprağın Kadınlarından Sofralara” projesini geliştirdik. Proje kapsamında Türkiye’nin dört bir yanından kadın üreticilerden tedarik edilen taptaze ve yöresinden lezzetler, BigChefs’in yaz menüsünde yerini aldı. İlk etapta, 13 kadın üreticiyle iş birliği yaparken bu sayıyı kış döneminde artırarak 20 yerel üreticiye çıkarmayı hedefliyoruz ve bu konudaki çalışmalarımız devam ediyor. Yeni kış menüsünde de “taptaze ve yöresinden lezzetleri” hacmi artmış bir şekilde görmek mümkün olacak. 2021 yılında ise toplam tedarikçilerimizin yarısını yerel kadın üreticilerden oluşturmayı hedefliyoruz.
Türkiye’de yeme-içme sektörünü nasıl değerlendiriyorsunuz?
Gıda pazarının toplam hacmini tam olarak bilmek mümkün değil. Anadolu’nun çeşitli şehirlerinde öyle satışlar yapılıyor ki, tahmin etmek güçleşiyor ama sektörün büyüklüğü için yapılan tahminler yükselen ivmede 60 milyar dolar civarında seyrediyor. Sektörün her geçen gün daha da büyüdüğünü bu şekilde gözlemleyebiliyoruz. Buna paralel olarak, Türkiye nüfusunun artışının pazar büyüklüğünü de aynı oranla etkilediğini söyleyebiliriz. Biz de BigChefs ailesi olarak, bu büyümede yer almaktan mutluluk duyuyoruz.
Sizce kendi lezzetlerimizin dünya tarafından daha iyi tanınması için neler yapmalıyız?
Öncelikle Türk mutfağının zenginliğinin ve çeşitliliğinin farkına varmalıyız. Dünyada hiçbir mutfak Türk mutfağının sahip olduğu çeşitte lezzet barındırmıyor. Bu lezzet yelpazesini -gelişmiş diğer ülkelerde olduğu gibi- hizmet sektörünü geliştirerek ve sadece iç tüketim ile sınırlamadan, dış tüketimde de hedefler belirleyerek dünyaya tanıtabiliriz. Ülkemizin sahip olduğu bu zengin mutfak kültürünü genç girişimcilerin yatırımları ile uluslararası düzeyde tanıtabileceğimize ve vazgeçilmez lezzetler haline getirebileceğimize inanıyorum.
Gamze Cizreli de Ankara’dan dünyaya açılan başarılı bir isim. Siz Gamze Hanım’ın bu başarılı yolcuğu ile ilgili neler söylemek istersiniz?
İçinde yer aldığımız sektörde, Gamze Hanım Türkiye’deki girişimleri ve işin içine kattığı ruhu sayesinde birçok kadına ilham vermiş ve vermeye de devam ediyor. Yarattığı büyük marka yanında sağladığı istihdam ve ekonomik değer tartışılamaz. İşini bu kadar tutkuyla yapan biri ile çalışmaktan ve tutkusunu paylaşmaktan gurur duyuyorum. Birçok kişi gibi ben de kendisinden ilham alarak çalışmalarımı her geçen gün artan bir heyecan ve tutkuyla sürdürüyorum.
BigChefs’in hazırladığı yeni sürprizler nelerdir?
Ruhu ve hikayesi olan özgün markalar yaratma konusunda hep heyecanlı ve tutkuluyuz! BigChefs olarak uzun vadeli hedefimiz, yerel tatlara ve kültürel zenginliğe modern dokunuşlar getirerek uluslararası platformda bir nevi “gastronomi elçisi” olmak. Türk mutfağı kültürünün hak ettiği algıya dünyanın en büyük metropollerinde sahip olmasını hedefleyerek ilerliyoruz. Yerel kültürü ve üreticiyi canlı tutmak ve bu konuda farkındalık oluşturmak amacıyla; şu an çalışmalarını sürdürmekte olduğumuz kış menümüzde, “Toprağın Kadınlarından Sofralara” projemiz ile daha fazla yerel kadın üreticimizi iş ortağımız yapıyor olacağız. Bu sayede, artan yerel kadın üreticilerimizden tedarik ettiğimiz daha fazla ürün BigChefs sofralarında yeni dönemde yer alıyor olacak.